Adına Türk futbolu dedikleri orta oyununun gündemi, bu kez yine rengi sarı lacivert bir ırkçılık olayıyla meşgul.
Adına Türk futbolu dedikleri orta oyununun gündemi, bu kez
yine rengi sarı lacivert bir ırkçılık olayıyla meşgul.
Oyuncumuz Zokora'nın da milli takımdan arkadaşı Galatasaraylı Didier Drogba,
Fenerbahçeli taraftarların ırkçı saldırıları sonrası tepkisini şöyle dile
getirdi:
"Bana maymun diyorsunuz ama 2008'de Chelsea,
Fenerbahçe'yi yendiğinde ağlıyordunuz... Bana maymun diyorsunuz ama geçen sene
ben Şampiyonlar Ligi'ni kazanırken ekranlarınızın önünde sevinçten
zıplıyordunuz... Bana maymun diyorsunuz ama Galatasaray'la şampiyonluk
yaşadığımda deliye döndünüz... Ve en kötüsü bana maymun diyorsunuz ama dün
benim 'maymun' kardeşimin attığı iki golde de sevinçten zıpladığınızı
unutuyorsunuz... Ve kendinize gerçek taraftar diyorsunuz, öyle mi?”
Medyanın olaya yaklaşımı ise geçen yıl Didier Zokora’nın
başına gelenlerden farklı değildi… Emre Belözoğlu “Nigger” demediğini ve
ırkçı bir ifade kullanmadığını ifade ederek sadece “Prick” sözcüğüyle hakaret
ettiğini söylemiş, medya da buna çanak tutarak açık açık ortada olan video
görüntülerine karşın olayın bir “hakaretten” ibaret olduğunu kamuoyuna servis
etmişti.
Benzeri eylemlerde bulunan medyada bu kez Drogba’nın
yaşananları dile getirmesi eleştirilmeye başlandı.
Suçun varlığından çok dillendirilmesinden utanan bu yaklaşım, ne ırkçılığı ne de şikeyi sahadan silemez şüphesiz ki.  
Aradan bir koca sene geçmesine karşın, ırkçı saldırıya
uğrayan ve buna karşın suçun sahibi cezadan kurtarılan Didier Zokora’nın o sözü
güncelliğini yitirmiş değil:
C’est Dommage!
Yazık!
Hem insanlık adına, hem de spor adına kocaman bir yazık…
Bordomavi.net