Kaptanımız Tolga Zengin, TRT Spor'da telefonla katıldığı bir programda çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte satır başları:
2 senedir mücadele veriyoruz.
2 seneden beri bir süreç yaşanıyor içimizde. İnsanlar bir
emek veriyor. Karşılığını da almak istiyor. Türkiye'de adaleti savunan herkesin
bunu konuşması lazım. Neticesinde biz kendi hakkımızı savunuyoruz. Onlar kendi
haklarını savunuyorlar. Bu süreç böyle devam ediyor. Ne olacağı belli olmaz.
Burada sadece kulüpleri değil de sistemi tartışmak lazım
değil mi?
Tabi ki herkes emek veriyor. Nasıl biz emek verdik diyorsak
onlar da emek verdiklerini söylüyor. Karabük maçından sonra zaten ben sadece
futbolcu arkadaşlarımı tebrik ediyorum demiştim. Daha o zaman davalar, olan bir
şeylerde yoktu. Bazı şeyleri de görmek için diğer şeylerin açıklanmasına gerek
yok yani. Görüyorsun, anlıyorsun. Bazı şeyler açık ortadaydı. Sadece oradan
sonra bir süreç başladı.
Kupayı kazansak bile ben almayacaktım
Trabzonspor finalde kupayı kazansaydı 3 Temmuz sürecinden
dolayı oluşan bir tepkimiz var. O takımın kaptanı benim. Ben o kupayı
almayacaktım. Kupa bana verilecekti. Kişisel olarak ben o kupayı almadığımda
benim haricimde birisi o kupayı almaz zaten.
KARARIM YÖNETİMİ
DEĞİL BENİ BAĞLAR
Bu düşüncemden yönetimin haberi yoktu. Benim bir kaç takım
arkadaşımla aldığım bir karardı o. Bizim tepkimizdi zaten. Bizimle alakalıydı,
bizim yapacağımız bir şeydi bu. Karşılığında da gelecek herhangi bir sıkıntı
yine bizi bağlardı. Biz de buna hazırdık zaten. Ben madalya törenine de
çıkmadım zaten. Madalya da almadım. Gerek yok. Onlar sembolik şeyler. Kupaydı,
madalyaydı çok önemli şeyler değil yani. Kupayı alıp ben kendi evime
koymayacağım yani. Yaptırırsın yani problem değil.
Kulübümüze emek veren insanlarla onları çok onore edip
ayrılmıyoruz. Öyle bir sıkıntımız var. Ayrılırken  biraz daha güzel ayrılmak lazım. Bazı şeyleri
gönülden yaşamak lazım. Onların da yardımıyla buraya yeni oyuncular gelecek.
Paradan daha önemli şeyler var. Brezilya'dan buraya gelirken yarın Alanzinho'ya
soracak buranın nasıl bir kulüp olduğunu, yaşantının nasıl olduğunu. Biraz daha
güzel uğurlamak lazım futbolcuları.  Bunu
Şenol Güneş için de söylüyorum. Camia da apayrı bir insan Şenol Hoca. Ben
kendim için söyleyeyim Şenol Güneş'in tırnağı olamayız. Benim hayatımda çok
önemli bir yere sahip olan bir insan. Benle sözleşme yenilenirken Şenol
Güneş'in sağlığından dolayı benimle sözleşme yenilendi. Yoksa ben kulüpten
ayrılıyordum. Benimle sözleşme yenilemiyorlardı. Hoca ısrar etti, ısrar etti.
Ona rağmen hala yenilemediler. Sonra mecburiyetten 2 sene yenilediler. Hatta
benimle birlikte diğer arkadaşında sözleşmesini 3 yıl uzatmışlardı.
Mecburiyetten yani hocanın dediği olmuş olsun diye uzattılar benim sözleşmemi.
ŞENOL HOCA’NIN
BİZİMLE VEDALAŞMASINI İSTERDİM
Trabzonspor'daki yeri ayrıdır Şenol Hoca'nın. Hem
futbolculuğunda, hem hocalığında her başarıda onun imzası var. Haksız olabilir,
doğrudur. Yönetimin kararıdır yargılayamayız. Biz de oranın bir işçisiyiz. Ama
hani giderken hocanın bizle vedalaşmasını isterdim. Hocamla vedalaşamadım ancak
telefonda konuşabildim. Kimse için böyle olmaması lazım.
AVRUPA’DA OYNAMAK
İSTİYORUM
Yani inanınki şuanda kimseyle konuşmadım, kafamı dinliyorum.
Sezon içinde de olan teklifler vardı, onlarla ilgili de daha konuşmadım.
Sezonun bitmesini bekledim. Maçlarım vardı, kulübünde kaptanıyım. Yakışan
şekilde davranmalıyım. Sözleşmemde bir madde var 5 milyon Euro'ya serbest kalır
maddesi ama bu madde yurtiçi maddesi değil ben öyle bir madde koydurmadım.
Sadece yurtdışı için koydurmuştum. Bunun için kulübünde rızası gerekiyor.
Dediğim gibi ben son kararımı vermedim. Hangi kulüp olur onu da bilmiyorum ama
tabi ki her futbolcu gibi ben de Avrupa'da oynamak isterim. Ama bunu süreç
gösterecek. Yeni gelen bir yönetim olacak. Onların düşüncesi ne olur
bilemiyorum. Hayırlısı olur benim için inşallah. Evet gideceğim ya da hayır
gitmeyeceğim diye bir şey düşünmedim.
O yönden bir belirsizlik var ama tabi ki gönlüm
Trabzonspor'dan yana. Mesleğimde, Trabzonspor'unda gerektirdikleri var.
Trabzonspor'un gerektirdikleri daha ağır basar ama bu yüzden de mesleğime
ihanet edemem. Trabzonspor ile hiçbir zaman şart koymadım. Oturdum çay içtim
kalktım. Mukavele konuşmadım. Araya menajer sokmadım. İnsanlar bu kulübe
eşlerini koydular, babalarını koydular menajerlik parası aldılar. Öyle bir şeye
ihtiyaç duymadım. Bu para kulübün parasıydı. Kimsenin de bu kulübe
bırakamayacağı paraları bıraktım. Sen bunları yaparken sana sözler veriliyor
ama yerine getirilmeyince üzülüyorsun. Benim kırgınlığım ondan yana olmuştu.
Biz ne kadar fedakarlık yaptıysak da karşılığını göremedik. Biz kupa peşinde
değiliz biz adaletin peşindeyiz. Bize verilen sözlerin yapılıp yapılmaması da
para meselesi de değil manevi meseleler yani.
ŞENOL GÜNEŞ MİLLİ
TAKIMI ÇALIŞTIRABİLİR
Şenol Hoca takım çalıştırırsa onun kadrosunda olur muyum bunu Şenol hocayla bunu konuşmadım. Ama ben bunu sorsam kendisine bana “kesinlikle Trabzonspor'da” kal der. Ayrıldıktan sonra da sürekli bana takımı toparla tarzında telkinlerde bulundu. Hep böyle derdi. Şu aşamada ben öyle bir şey söylersem bana “boşver “ der. Orda kal der bana. Öyle bir insandır o. Tabi hangi takımı çalıştıracağını bilmiyorum hocanın. Yurtdışı olabilir, milli takım olabilir. Onu konuşmadık ama tabi ki her zaman Şenol Hoca ile çalışmak isterim bu bir gerçek. Onun yeri ayrıdır. Hocayla benim gönül bağım var. İnandığım güvendiğim, dürüst bir insan.
BELKİ TEKRAR MİLLİ
TAKIMA ÇAĞRILIRIM
Herkes Milli takım kadrosunda olmak ister. Ama tercihlere
saygı duymak lazım. Abdullah hoca sağ olsun geçen yıl annemin rahatsızlığı
nedeniyle izin istemiştim Milli takımdan. Önemli maçlar olmasına rağmen beni
kırmadılar. İstanbul'da kalmam gerekiyordu. O dönem kadroda kaleci olmamasına
rağmen Abdullah Avcı bana izin verdi. Ayrı bir saygım var onlara karşı bu
yüzden vermeyebilirlerdi. Orda oynayan, bizim yerimize görev alan genç
arkadaşlarımız var. Onların hakkını yememek, 
saygısızlık etmemek lazım. Onları uygun görmüşler saygı duymak lazım.
Bize de görev verdikleri zamanlar oldu. Belki ben de çağırıldığım zaman
başkaları eleştirebilirdi. Ama dediğim gibi kendi fikirleri, belki önümüzdeki
kamplarda yine çağırırlar.
MİLLİ TAKIM KAMPINDA
İDMANDA BİLE KALEYE GEÇEMEDİM
Fazla yıkıp dökmemek lazım, yapıcı olmak lazım. Milli
anlamda çok başarılı gitmiyoruz ama bazı insanlara da güvenmemiz gerekiyor. Bu
ülkeye hiç bir katkı sağlamadan giden yabancı insanlar da oldu. O zaman da bile
ağzımı açmadım. Milli takım kampında idmanda bile kaleye geçirmiyorlardı. O
zaman bile ağzımı açmadım. Bana saygınız yoksa bile Trabzonspor kulübüne
saygınız olsun dedim.
Kaynak: 61saat.com