Trabzonspor taraftarı eskiden büyük bir keyif ve heyecanla beklediği maç günü ve saatini artık stresle bekliyor. Zira biliyor ki hoca en az 1 – çoğu zaman 2 ya da daha fazla- takıntılı futbolcu tercihiyle maç başlamadan stresi başlatacak. Maç başladıktan sonra takım isteksiz, iştahsız bir görüntü sergileyecek. Girilen birkaç pozisyon haricinde maçın 65-70 dakikası çöpe atılacak. O birkaç pozisyonu da takımın forveti değerlendiremeyecek. Sonrası Allah kerim. Neyse ki bu sezon iç saha maçlarında “sonrası” hep güzel gelişti bir şekilde, tıpkı dün olduğu gibi. 
Girdiği pozisyonlarda bozuk saat misali 24 maçta 2 defa doğruyu gösteren Henrique’nin maçın başında kaçırdığı pozisyon yukarıdaki senaryonun gerçekleşeceğinin habericisi gibiydi. Trabzonspor her ne kadar iyi oynamasa da “Antalya’nın gol atması çok zor” diye düşünürken Zeki’nin inanılmaz şutuyla gol geldi. Bamba’nın topu indirdiği bölge yanlış olabilir ama ofansif katkısı sıfır olan 2 ön liberoyla oynayan bir takım böyle bir gol yiyorsa o 2 ön libero sorarlar “Siz ne iş yaparsınız?” diye. 
Bursa maçındaki gibi devre bitmeden golün gelmesi ümitleri yeşertse de “Acaba Bursa maçındaki gibi hevesimiz kursağımızda kalır mı?” diye düşündürmedi de değil. Zira güven veren bir oyun izlemedik ilk yarı boyunca. 
2. yarıda beklemediğimiz ve alışkın olmadığımız kadar doğru ve erken bir değişiklik yaptı Mustafa Reşit Akçay. 54. dakikada oyuna dahil olan Emre Güral oyuna hareket getirdi, pozisyonlar gelmeye başladı. Aklı muhtemelen Brezilya seyahatinde olan sahanın en kötüsü Henrique’nin yerine Adrian’ın oyuna girmesiyle işler tamamen değişti ve kısa süre içinde gol de geldi. Bu kadar etkisiz bir Antalyaspor karşısında rahat bir galibiyet alması gereken Trabzonspor yine kazandı ama yine taraftarını strese, sıkıntıya sokarak. 
Dün Adrian’ı da kazanmak ve daha keyifli bir futbol adına Malouda’yı Zokora’nın yanında oynatarak Adrianla başlatabilirdi MRA ancak tercihini yine Aykut Akgün’den yana kullandı. Bir diğer tartışmalı tercihi ise Aykut Demir oldu. Her hareketinde gözlerini kapattığımız, hücuma katkısı sıfır olan bir sol bek. Elimizde oynadığı dakikalarda çok iyi bir performans gösteren bir Kadir Keleş varken…
Trabzonspor ne kadar kötü oynasa da ofansif 3’lüsü Malouda-Olcan-Yusuf, bunları yedekleyebilecek Adrian gibi oyuncuları sayesinde her an gol atabilecek bir takım. Devre arasında bu oyunculardan alacağı verimi arttırabilecek ve takımı rakip yarı alanda oynatabilecek, top saklama özelliği olduğu kadar defansın arkasına da sarkabilecek bir forvet oyuncusu şart. Gönderilecek oyuncular bir an önce gönderilmeli ve daha iştahlı bir takım oluşturma adına ne gerekiyorsa yapılmalı. 
Trabzonspor taraftarları haftasonunu iple çekmeyi özledi. Onları bu zevkten daha fazla mahrum bırakmayın.