Yüzsüzlük Olimpiyatları 
19.01.2014 3 Temmuz 2011'de nur topu gibi bir sürecimiz oldu. Ele geçen her fırsatta uzatılan, adaletin yerini bir türlü bulmadığı, hukuğun yerle bir edildiği bir süreç...
3 Temmuz 2011'de nur topu gibi bir sürecimiz oldu. Ele geçen her fırsatta uzatılan, adaletin yerini bir türlü bulmadığı, hukuğun yerle bir edildiği bir süreç...
Bu süreç ülkemiz futbolu için bir temizlik çağrısıydı fakat ne yazık ki bu çağrı ısrarlı bir şekilde reddedildi, Türk futbolu bataklığa döndü.
Yaklaşık 3 yıldır devam eden bu süreçte adaletin yerine gelmesi için direnen Trabzonsporlular çok zorluklarla karşılaştı. Çünkü karşısında sadece şike yapmış bir kulüp yoktu, bir ülke düşünün ve aklınıza o ülkenin tüm ''güç'' dengesini getirin. İşte o güç dengesinde zirvede bulunan kişi veya kurum, ne varsa hepsi Trabzonspor'un karşısına dikildi.
Biz Karadeniz'liyiz damarımızdaki kan çok farklı akar, Trabzonlu'yuz biz eğilmek nedir bilmeyiz.
Eğilmedik!
Koca bir ülkeyi dünyaya rezil etme pahasına da olsa şike yapanı koruyup kollamayı kendisine görev edinen herkesle savaştık. Çok zorlu yolları yürüdük, engin tepeleri aştık adalet için. Adalet yerini bulsun diye işimizi gücümüzü bıraktık, çocuklarımızdan uzaklaştık belkide ailelerimizi ikinci plana attık. Çünkü biz Trabzonlu'yuz haksızlığa karşı gelmek bizde namus borcudur, ödemeden bu dünyadan göçüp gidemeyiz.
Karşımızda koca bir suç örgütü vardı, tam anlamıyla suç örgütüydü bunun adı. Ortada bir ceset var, delil var fakat ceza yok. Cezanın olmaması için çalışan, cesedi kaldırıp bir kenara gizlemek isteyen koca bir suç örgütü...
Trabzonspor pislik nedir bilmiyordu bu sürece kadar ama dünyanın en pis şeyleriyle karşılaştı. Evet bu insanlar dünyadaki en pislik insanlardı, onlarla mücadele ederek öğrendik pisliğin ne demek olduğunu. Küçük bir çocuğun mahallenin serserilerine kafa tutması gibiydi bizim mücadelemiz, dışarıdan bakan gülüyordu belkide ''Ne yapıyor bu çocuk, yazık edecek kendine'' diyorlardı. Desinler hiç önemli değil. Bizler bu ülkede temiz kalabilmiş en ufak bir parça görsek onun kirlenmemesi için çalışacak yürekli insanlarız.
Bizler hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı gelen adam gibi adamlarız. ''Biz şike yapmadık'' diyenlerden değiliz, ''Yaptıysam kulübüm için yaptım'' diyenlerden hiç değiliz. Bizler ne bir gecede hırsızı kurtarmak için yasa değiştiren siyasiler gibiyiz, ne de ortalıkta dolaşan bunca belgeye rağmen hırsıza tepki göstermeyen ''Bana dokunmayan yılan bin yaşasın'' diyen takım taraftarlarıyız..
3 Temmuz 2011'den 20 Ocak 2014'e...
Aradan geçen zamanda o sıcak Temmuz sabahı yeni doğan bir çocuk bugün konuşmayı öğrenmiş, eğer Trabzonsporlu bir aileden geliyorsa babasından ''Şikeci'' kelimesini duyup defalarca söylemiştir.
Bir çocuğu büyüttük bizler de... Adil koyduk adını, adalet için yaşamasını öğrettik ona. Trabzonspor'u anlattık dik durmasını söyledik. Bizim bir amacımız vardı, adaleti yerine getirmeyenlerden hesap soracaktık ve hakkımız olanı alacaktık. Çok büyük işler yaptık bu süreçte, çok ama çok mücadele verdik. Ama karşımızdaki ''şikeciler'' yüzsüzlüklerine devam ediyorlar. Ankara'da oynanan Türkiye Kupası Finali'nde eski Trabzonspor kaptanı Tolga Zengin'in de söylediği gibi ''Yüzümüze bakıp yavşak yavşak gülüyorlar'' halen daha. Bunca ispata, delile rağmen halen inkar edebilmeye devam ediyorlar. Dünyada bir ''Yüzsüzlük Olimpiyatı'' yapılsa zirveyi hiç kimseye kaptırmayacaklar.
Neyin çabası tüm bunlar?
Son günlerin moda deyimiyle ''Neyin kafası'' bu?
Biz hakkımız olanı elbet alacağız. Okyanus ötesine kaçsanız da cezalarınızı çekeceksiniz. Siz o gün şampiyon olmadınız,o gün kan döktünüz. Trabzonspor'un şampiyonluk hasretiyle vefat eden herkesin kanına girdiniz. Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da peşinizdeyiz, istediğiniz kadar anlaşmalar yapın, istediğiniz kadar plan kurun adaletin gücünden kaçamayacaksınız!
Allah şahidimizdir ki 2010-2011 sezonu Şampiyonu Trabzonspor'dur.
Kendi yönetimimiz, başkanımız dahi olsa bu davaya sahip çıkmayanı ihanet edeni affetmeyeceğiz.
Hakkımız olanı ne bedel ödersek ödeyelim almadan bu işin üstünün kapatılmasına izin vermeyeceğiz!
Bu ülkede bir avuç temiz insan kalsa bile mücadelemiz devam edecek.
DİK DURACAĞIZ
EĞİLMEYECEĞİZ!
Alihan Ertürk 
Etiketler: