Son maçlarda alışılageldiği üzere maça 4-1-4-1 dizilimiyle
başlayan Trabzonspor’daki en önemli değişik Medjani’nin ilk kez bir resmi maçta
stoper oynamasıydı. Mevcut kadroda Cardozo’yu en iyi besleyebilecek 2 isim gibi
gözüken Sefa ve Yusuf’un 11’de olmaması, hatta Yusuf’un 18’e daha girememesi
ise ilginçti.
Normal şartlarda bu
kadar eksiği olan bir takımın ilk 11’i büyük ölçüde kendiliğinden oluşur ancak
Trabzonspor’daki yanlış kadro mühendisliği ve belli bölgelerdeki yığılmadan
dolayı bu maçın ilk 11’i için dahi büyük fikir ayrılıkları vardı. Bu durum
optimumu bulmak durumunda olan Vahid Hoca’nın başını daha çok ağrıtacak gibi
duruyor.
Maça son oynanan Karabük maçının aksine çok arzulu ve hırslı
başlayan Trabzonspor’da değişmeyen şey ise üretkenlikteki sorundu. Oyun
iştahının yüksek olması rakibi kaleden uzak tutmakla birlikte Trabzonspor’a bol
bol duran top şansı yarattı. İlk yarıda da gole yaklaşılan pozisyonlar olsa da
ilk duran top golü 2. yarının başında Belkalem’den geldi. Wederson’un kırmızı
kartıyla rahatlama şansını yakalayan ancak Cardozo’nun kaçırıdığı pozisyonla bu
şansı elinin tersiyle iten Trabzonspor’da belki de bu işi en son yapacak isim
olan Bosingwa’nın gereksiz hareketiyle gelen penaltıyla skor 1-1 oldu. 5
haftadır maç kazanamayan bir takım için geride kalan 20 dakikanın sıkıntılı
geçmesi muhtemeldi ancak Ekici’nin mükemmel kornerinde  Mersin defansının Medjani’yi bomboş bırakması
Trabzonspor’u tekrardan öne geçirdi. Yatabare’nin Yattaravari ortasına Fatih
Tekkevari dokunan Cardozo ise Avni Aker’deki ilk lig golüne kavuşarak maçın
skorunu belirledi. Yatabare yaptığı ortayla “Ben de böyle ortalar istiyorum”
der gibiydi.
Trabzonspor, defans oyuncularının yapısı gereği defansı çok
önde kuramıyor. Bu yüzden orta sahaya binen yük fazla oluyor. O bölgede Salih
bugün inanılmaz diri bir görüntü sergiledi. Top tekniği düşük bir oyuncu olarak
bilinen Salih’in bile o bölgede Medjani sonrasında bu kadar yeterli gözükmesi
hocanın Medjani-ön libero tercihini sorgulaması gerektiğini gösteriyor. Mehmet
Ekici gün geçtikçe daha iyi oynuyor. Pas-şut tercihleri yerinde, güven veriyor.
Duran topları etkili kullanması da takımın set oyununda gol atmaya
başlayamadığı şu günlerde çok önemli.
Trabzonspor’un gol atmak için daha az şey denediği ilk
yarıda duran toplar haricinde yapılan tek şey topu Waris’e verip etkili
olmasını beklemekti. Waris her ne kadar skora direkt katkı yapamasa da etkisiz
bir görüntü sergilemedi. İlk yarıda gole en çok yaklaşılan 2 kafa vuruşunu
da  Waris’in yaptığını hatırlatmakta
fayda var.
  İlk yarıda çok fazla
topla buluşamayan Cardozo da oyunun rakip yarı alanda oynandığı dönemlerde
topla her temasında tehlike yarattı. Maçın genelinde yaptığı hücum presiyle ise
“Ben buraya yatmaya gelmedim” mesajı verir gibiydi. Umarım bu mesajı pres
yerine yapacağı asist ve gollerle vermeye devam eder. Bunun için de 3. bölgede
daha çok topla buluşması şart.
Bu kadar sakat varken dahi ilk 11’iyle çoğunluğunu memnun edemeyen Vahid Hoca’nın sakatlıklar sonrası kuracağı iskelet önemli. Orta sahada Özer-Mehmet Ekici- Constant 3’lüsünden en az ikisinin mutlaka sahada olması takımı birkaç kademe yukarı taşıyacaktır. Ayrıca Yatabare-Cardozo’nun birlikte oynadığı kısa periyotlardaki etkinlikleri ve uyum belirtilerini de dikkate alarak özellikle iç saha maçlarına bu ikiliyle başlanabilir.
Trabzonspor 6. maçında 1. galibiyetini alarak hem 3 puan hem
de özgüven kazandı. Avrupa’da yola devam denilebilmesi için Perşembe günü,
özgüven eşiğinin tam anlamıyla aşılabilmesi için de Gaziantepspor maçını
kazanmak şart. 
  Berat BULUT
bbulut@bordomavi.net