Trabzonsporlular şikeyi ve şikecileri aklayan, kulüplerin
cezasız kalmasını sağlayan PFDK üyeleri hakkında görevi kötüye kullanmak
gerekçesiyle 81 ilde suç duyurusunda bulunuyor. Bu adalet ateşine dahil
olanlardan biri de Sinop'tan Hacı Murat Atılgan. Fakat kendisinin bir farkı
var o Trabzonsporlu değil... Organizasyonun başladığı ilk gün dilekçe talep
eden ve Sinop'tan suç duyurusunda bulunan Hacı Murat Bey, bir de güzel yazı
yazmış konuyla ilgili. "Yanınızdayız" başlıklı bu yazı birçok
Trabzonsporlu'ya da ders olacak nitelikte. Bu nedenle bu hafta köşemi o değerli
sözlere ayırmak istedim. Suç duyurusuyla ilgili de dava@bordomavi.net
adresinden ve Bordomavi.net sitesinden gerekli bilgilere ulaşabileceğini not
ederek, sözü Hacı Murat Atılgan'a bırakıyorum:
YANINIZDAYIZ
Trabzonlu değiliz belki? Trabzonspor’u tutmuyor da
olabiliriz. Ama henüz insanlığımızı kaybetmedik.
Yıllardır bu ülkede futbolun aslında ne kadar kirli
oyunlarla yaşamını sürdürdüğü anlatılır durur. Ortaya çıkmış üzeri kapanmış
sessiz kalınmış birçok olay var. Bütün bunları önlemek için ve değeri yüz
milyon avrolarla ifade edilen bir sektörü daha temiz kılmak için 6222 sayılı
sporda şiddet yasası çıkarıldı. Sandık ki bu yasa yürürlüğe girdiğinde artık
kimse statlarda ve dışında kavga edemeyecek, sahalara giremeyecek, sporun her
branşında insanlar huzur içinde müsabakaları seyredecekler. Biz spor severler
olayın bu tarafıyla ilgilenirken ve tam da bu kanun yürürlüğe girdiğinde
bazıları 'Biz büyük camiayız, iki kere son maçta şampiyonluğu kaybettik bu
sefer kaybetmeyelim' deyip, kapı kapı gezmeye birilerine para birilerine de
vaatler vererek maçları oynanmadan kazanmaya başlamışlar.
3 Temmuz ve ardından yaşanan süreç artık bu ülkede herkes
tarafından biliniyor. Gelinen nokta, yapılan haksızlıklar, ülke futbolunun
geldiği durum o günden bu yana hepimizin takip ettiği bir durum. Türkiye’de
bazıları olup biteni o kadar uzaktan seyrediyor ki nereye geldiğimizin ve
devamında ne olacağını hala göremiyor. 3 Temmuzun akabinde hukuk, kurallar,
temayüller işletilebilseydi, adı geçen takımlara gerekli cezalar verilip suçlu
kişiler spordan uzaklaştırılabilseydi biz bu gün bunlarla uğraşmak yerine
futbolumuzun değerini artıracak değişik projelerle uğraşıyor olurduk.
Ülkede yaratılan bu öfke ve kin dalgasının asıl
sorumluları zamanında gereğini yapamamış yöneticilerdir. Artık durum içinden
çıkılması zor bir hale geldi. Bir tarafta haksızlıklarla elinden şampiyonluğu
ve kupası alınmış bir kent ve o kentin takımına gönül vermiş milyonlar. Diğer
tarafta hiçbir kanun ve kuralı saymayan kendilerini büyük sanan bir camia ve
ona yalakalık etmekten utanmayan kişiler, medya mensupları ve yöneticiler.
Adalet o kadar güçlü bir mücadele nedenidir ki hiçbir
kuvvet ona karşı koyamaz. Hele ki haksızlığa uğradığına inanan kişiler
yaşadıkları coğrafya, bilinen ve tanınan kişiliklere sahiplerse yani
Karadenizlilerse kendilerine yapılan haksızlıkların eninde sonunda cezasını
verirler. Her platformda hakkını arayabilen bu insanlara karşı mevcut sistemin
sürüngenleri tarafından bir takım engellemeler, sindirme çalışmaları tabiî ki
yapılacaktır. Tıpkı FB maçında basın tribünü ile ilgili yapılmış asılsız ve
kışkırtıcı haberler gibi. Unuttukları bir şey var. Ne yapılırsa yapılsın bu
kentin insanları ve takımlarına gönül verenler haklılar, haklarını da sonuna
kadar arayacaklardır.
Bizler ise Trabzonlu değiliz belki? Trabzonspor taraftarı
da olmayabiliriz ama bizler spor severiz. Gözümüzün önünde yapılan haksızlığa,
çalınan şampiyonluğa göz yumacak kadar haysiyet ve şerefimizi kaybetmedik
henüz. Trabzonlular ve Trabzonspor’a gönül verenlerle birlikte bizler de bu
mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Adalet yerini buluncaya, suçlular gerekli
cezaları alıncaya ve futbolun üzerindeki bu medya egomanyası ortadan kalkıncaya
kadar tüm Trabzonluların ve Trabzonspor’a gönül verenlerin yanındayız.