Geçen sene bu zamanlardı. Karlı bir kış gününde, futbolcular idmanda hocalarının
verdiği direktifleri yerine getirirken, bir yandan da görevliler zemini
temizlemeye çalışıyordu. “Ben sıfatlar, unvanlar istemiyorum. Halkın arasında
mutluyum” diyen hoca, eline bir kar temizleyici alıyor ve görevlilerle birlikte
zemini süpürmeye başlıyordu. Öğrencileri koşularını sürdürürken, egosuz Şenol
Güneş kar temizliyordu…
Aslında bütün hayatı böyle geçmişti Şenol Güneş’in. Çimleri
örttüğü gibi gerçeklerin de üzerini kapatan, her yeri ve her şeyi birbirine
benzetmeye çalışan bir kar yağışıyla mücadeleydi onunki.
Yürümeye çalıştı. Yoruldu. Nihayetinde, hiç olmayacak bir
biçimde yarı yolda kaldı. “Elveda” derken, “Demek ki biz bu işi beceremiyoruz”
diyordu. Sitemkârdı. Ama hepsi o kadar…
Henüz istifasının üzerinden birkaç saat geçmişti ki yeni
teknik direktör şehre indi. Başkan ise ertesi gün kente gelecekti. Bu
aceleciliği, bu çiğliği anlamadık, anlamlandıramadık.
Profesyonel yaklaşılması gerektiği söyleniyor. Yanlışınız
var… Trabzonspor’un hakiki anlamı, amatör yanında yatıyor… Şenol Güneş’i
dördüncü kez takıma getiren ve geçen iki seneye rağmen bu yıl yola devam
etmesini sağlayan kuvvet de o amatör yandı, Tolunay hocayı böyle sevimsiz bir
biçimde şehre getiren arzu da… Hakkıyla veda edilemeyen Şenol Güneş bir
tarafta, yönetimin çiğ tavrının kurbanı edilen Tolunay Kafkas diğer tarafta.
Bunu ne Şenol hoca, ne de Tolunay hoca hak ediyordu.
Şampiyon olunan seneden bu tarafa baktığımızda, tam
anlamıyla kuşa dönmüş bir kadroyla yapabilecekleri sınırlandırılmış Şenol
Güneş, dönem dönem kendi hatalarıyla da kötü bir ilk yarı geçirdi. Aslında
Şenol Güneş dışında bir isim olsa, çok kolay ve düşüncesiz bir biçimde “Kelle
isterüz” diyebileceğimiz bir tabloydu bu dürüst davranmak gerek. Ancak belki
de Güneş’in varlığı, bizi geniş resme bakmaya zorluyordu ve doğru olan da
buydu. Trabzonspor’un bugün yeşil sahadaki başarısız görüntüsünü teknik
direktör kapasitesiyle sınırlandırmak, yapabileceğimiz en sığ yorum olurdu
doğrusu…
Ve fakat başarısızlığa dur diyecek yöntem olarak istifa
görünümlü bu zorlama veda seçildi Trabzonspor’da. Bize söz kalmamıştı…
Şenol Güneş ayrıldı. Tolunay Kafkas göreve başladı. Kötü bir
Eskişehir mağlubiyetiyle başlayan serüvenin, hem Tolunay hoca hem de
Trabzonspor için yukarı doğru bir ivme kazanarak devam etmesini dilemekten
başka bir şey gelmiyor şimdilik elimizden.
Medyasıyla, camiasıyla, kurumlarıyla omuzlarına koca bir
yığın yüklenen Şenol Güneş şimdilik köşesine çekildi. Dedik ya görünürde
bembeyaz ama hep bir çamur deryasının vaadindeki kar yağışıyla mücadeleydi
onunki… Yağdılar durmaksızın… Ve Güneş’i yetmedi eritmeye bu kar perdesini…
Kim bilir belki bir gün, bambaşka bir yerde, elinde yine bir
kar küreğiyle başlar çalışmaya Şenol Güneş. Ardında milyonlarca seveni olduğunu
unutmadan…
Güle güle Şenol hocam. Yaşattıkların ve öğrettiklerin için
çok teşekkürler… 
Gamze Bal
gbal@bordomavi.net