Şimdi Sıra SPK'da...
30.05.2012 Kulüpler yıllar önce gelir kaynağı yaratabilmek için önce şirketleşti,
sonra halka arz edildi. Halka arzlar konusunda yanlış yapılan işler,
doğru yapılan işler oldu.
Kulüpler yıllar önce gelir kaynağı yaratabilmek için önce şirketleşti, sonra halka arz edildi. Halka arzlar konusunda yanlış yapılan işler, doğru yapılan işler oldu. O günlerde açıkçası ben, işin buraya varabileceğini düşünmemiştim. Yani futbol kamu yararına dernek olmaktan uzaklaşıp, kar amaçlı şirkete dönüşmeye başlayınca, bunun zincir etkisi olacağını bilemezdim. Oysa bugünkü gibi durumlarda bakın işin ucu nereye kadar varıyor.
SPK’nın kendi sitesinden aldığım kısa bilgileri satırbaşları halinde vereyim önce.
***
Sermaye Piyasası Kurulu, halen faaliyet gösteren bağımsız düzenleyici kurumların ilki olarak, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak ve sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek amacıyla 1981 yılında çıkarılan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile kurulmuştur.
GörevleriSermaye piyasasına yatırım yapan tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarını korumak, piyasaların adil ve etkin çalışmasını sağlamaktır…
PİYASA GÖZETİM VE DENETİM DAİRESİ: Borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören sermaye piyasası araçlarında meydana gelen olağandışı fiyat ve miktar hareketleri ile piyasa bozucu faaliyetleri Kurul adına Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılmış yönetmelik, tebliğ ve diğer mevzuat uyarınca izlemek, incelemek ve denetlemek ile görevlidir.
HUKUK İŞLERİ DAİRESİBaşkanlığa ve diğer hizmet birimlerine hukuki danışmanlık hizmeti vermek Kanuna tabi ortaklıkların ve sermaye piyasası kurum ve kuruluşlarının Kurula yaptıkları başvurulara ve bu ortaklıklarda yapılan denetleme faaliyeti sonuçlarına ilişkin olarak hukuki konularda gereken incelemeleri yapmak ve görüş bildirmek ile görevlidir.
DENETİMKurul denetiminin amacı sermaye piyasalarının güven, açıklık içinde çalışmasını ve tarafların hak ve yararlarının korunmasını engelleyen ihmal, ihlal, suiistimal ve benzeri her tür yasal olmayan fiil ve eylemlerin önlenmesidir….
Kurulun temel ilkeleri doğrultusunda sermaye piyasalarının etkin, dürüst ve güvenilir işleyişini bozucu her tür usulsüz fiil ve işlemler denetlenerek, piyasaların düzgün ve disiplin içinde çalışması sağlanmaktadır. Denetimlerde bir yandan yol gösterici, yapıcı ve iyileştirici bir yaklaşım izlenirken, diğer yandan cezai yaptırım gerektiren işlemler de ilgili makamlara iletilmektedir.
Kurul denetimleri sonucunda
• uyarı,
• idari para cezası,
• adli para cezası,
• hapis cezası
biçiminde yaptırımlar uygulanabilmektedir. Kanunun cezai sorumluluk başlıklı maddesinde öngörülen fiillerin tesbiti halinde Kurul Karar Organı’nın kararıyla Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda
bulunulmaktadır...
***
Şimdi gelelim sadede.
Borsada işlem gören futbol kulüplerinin ticari şirketlerinin hisseleri elbette kulüplerin içinde oldukları şartlardan etkilenmektedir. Örneğin, 25 Ağustos tarihinde Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor hisseleri artış gösterirken, fenerbahçe hisselerinde büyük bir düşüş yaşanmıştır. Çünkü Şampiyonlar Ligi’ne alınmayacağı kararı açıklanmış ve böylece kulüp büyük maddi gelirden yoksun kalmış ve prestij kaybı yaşamıştır. Bunun da borsada rakamsal bir ifadesi vardır.
Aynı şekilde fener hisseleri 7 Mayıs ve onu takip eden günlerde pik yaşamış, son haftalardaki en yüksek değerine ulaşmıştır. Aynı dönemde Trabzonspor hisselerinde ise dramatik bir düşüş yaşanmıştır. Peki 7 Mayıs’ta ne olmuştur?
İşte burası çok önemlidir.
O tarih PFDK kararlarının açıklandığı tarihtir. Yani Demirören’in fenerbahçesini akladığı tarih.
Her iki örnek durumda da ciddi hareketler söz konusudur. Aslına bakacak olursanız ilkindeki hareket çok daha dramatiktir. Yani UEFA direktifiyle TFF’nin almış olduğu (almak zorunda olduğu) karar çok daha büyük etki yaratmış, selef TFF’nin aldığı PFDK kararları ilkine göre daha az etki göstermiştir. Bunun da bir teknik tarifi var. Borsadan çok anlamayan ben bile biliyorum bunu.
İki uç örneğin ilkinden başlayalım.
UEFA’nın fener yerine Trabzonspor’u Şampiyonlar Ligi’ne alması sürpriz sayılabilecek bir karardı. Herkeste UEFA’nın bir yaptırım uygulayacağı düşüncesi zaten vardı ama fenerin yerine Trabzonspor’u alacağı beklentisi çok çok düşüktü. Dolayısıyla bu karar açıklandığında Trabzonspor hisseleri yıllık tavanına ulaştı. Öte yandan fener hisseleri rekor seviyede düştü. Aslında fener hisseleri 3 Temmuz itibariyle zaten düşüşteydi ve öyle görünüyor ki borsada fenerin Şampiyonlar Ligi’ne alınacağı beklentisi yoktu. Bu kararı UEFA verdi. Neye göre? Tamamen çeşitli ülkelerde taviz vermeden uyguladığı kurallarına göre. Tek farklılık diğer ülkeler şike olaylarına daha hızlı müdahale etmişti ve iş bir takımın Şampiyonlar Ligi’nden men edilmesine çoğu kez kalmamıştı. Aynı zamanda ilgili ülke federasyonları zaten belirli bazı adımları atmıştı. Bir tek Türkiye’de TFF olanlara gözlerini kapamış, işi sürüncemeye bırakmıştı. Dolayısıyla ilk bakışta sürpriz gibi görünen karar, aslında tam da olması gerekendi. Ve bu sürpriz etkisi borsayı bu yönlerde hareketlendirdi.
İkinci verdiğimiz örnek TFF kararları idi. Aslına bakacak olursanız selef TFF’nin almış olduğu kararlar etki yapsa da o etkinin kararların açıklandığı günden önce kendini gösterdiğini görüyoruz. İşte bahsettiğim teknik tabir de bu: Beklentinin satın alınması!
Yani Türkiye’de bu TFF’nin ne amaçla kurgulanmış olduğu aslında baştan belliydi. Ve borsacılar zaten bu beklentiyi daha öncesinden, TFF’nin seçildiği 27 Şubat tarihinden ve ilk görüşlerini bildirmeye başladığı takip eden haftadan beri satın almışlardı. Buna rağmen yine de kararların açıklandığı günler içinde borsa beklenti yönünde hareketlendi. Ama bu harekette bir fark vardı.
UEFA kendi değer, kural ve teamüllerine göre karar vermişti (bknz. fenerin CAS davasından çekilmesi) oysa TFF, genel kurulun aksi yönde aldığı karara rağmen kuralları kendi insiyatifi ile değiştirerek ve hatta bazı ilavelerle birlikte keyfi bir karar vermişti. Buna zemin hazırlayan Etik Kurulu da aynı delillerle farklı raporlar hazırlayarak bazılarının haksız kazancına sebep oldu. Tıpkı TFF gibi.
Şimdi durumu özetleyelim.
1) Ekli grafiklere baktığınızda kar amaçlı şirket gibi olsa da, spor kulübü hisselerinin sportif olaylardan etkilendiği apaçık ortada.
2) Bu hisselerin manipülasyon olmaksızın adil bir şekilde hareket etmesini sağlamakla mükellef kurum SPK
3) TFF Genel Kurulu’nun aksi kararına rağmen keyfi uygulamalar ile kural değiştiren TFF Yönetim Kurulu, aldığı kural/teamül dışı kararlarla borsayı etkiledi. Bazı kişiler haksız yere zarara uğrarken, bazıları haksız kazanç elde etti. Buna TFF Yönetim Kurulu, Etik Kurulu ve PFDK (ve belki de Tahkim) sebep oldu.
4) SPK buna müdahil olmaya sadece yetkili değil aynı zamanda yatırımcıyı korumak için sorumlu.
5) SPK ve Cumhuriyet Savcılığı eliyle yapılacak başvuru sonunda bu manipülasyona sebep olanlar hapis cezası almalı.
6) Trabzonspor’un piyasa değeri ve buna paralel kredibilitesi dahi bu yolla etkilendiği için mağdur.
Eee! Ne duruyoruz?
Tunga LİMAN
tliman@bordomavi.net
Etiketler: