08.02.2016 Taraftar ne istiyor?
Cevabı aslında çok basit: Güzel Futbol…
En baştan şunu söylemem gerekir ki kimse bizi diğer taraftarlar ve takımlar ile kıyaslamasın. En çok da kendi içimizdekiler. Şu hususta: Kabul etmek çok zor olmasa gerek, diğer takım taraftarları ile aynı duygu, aynı düşünce aynı teoremlerle takım tutmuyoruz.  Aynı yaşanmışlıklara sahip değiliz.  Yazma sebebim de pek tabii ki son maçın taşırdığı bardak.  Sabır taşı olsak çatlardık ya, hâlâ ayakta durabiliyor olmamız mucize. Sorunların daha önceden başladığı bir ortam var. Ama bir de kilit nokta: 2011. ‘’Resmi olarak kayıtlı’’ son şampiyonluğunu aldığında Trabzonspor, ben hayatta yoktum. Ben, benim kuşağım. Benim neslim, benden sonraki her nesil. Hangimiz bu umurunda olarak büyüdük? Hangimiz ‘vay sen misin şampiyon olamayan’ diye sitem ettik? Hiçbirimiz. Elbette hasret insanı yakar ama bu denli isyan ettirmez. 2011’de Şampiyon olduk. Yaşatmadılar. 2011’den sonra Trabzonspor her alanda kaybetmeye başladı. Bir çöküş içerisine girdap gibi çekildik. En büyük mağdurluğu yaşamamışız, en büyük acıları ve kayıpları vermemişiz gibi. İş çığırından çıktı, yönetim ve sportif olarak da çok kötü günler başladı bizim için. Maddi manevi dibe battık. Şampiyonluğumuzun ödülü olan Şampiyonlar Ligi başarılarımız hariç başladı kâbus. Kadromuzu kaybettik. Bir bir oyuncularımız döküldü ağaçtan yaprak düşer gibi.  Yeni sezona yeni transferler ve hayaller ile başladık. Yeni bir takım kurulmuş gibi. Yeni bir hoca. Her zamanki ‘’masal’’ başladı: Bu kadro seneye şampiyonluğa oynar. Olmadı. Tutunamadık. Gelenler kalamadan gitti. Sezonlar yetmedi bize artık. Her dönem yeni bir hoca yeni bir kadro.  Sürekli dolup boşalan mevkiiler, bir türlü oturmayan sistem, başaramayan hocalar, kabullenemeyen taraftar ve tüm bunlarda büyük bir etken olan yönetimsel zaaflar. Olmadı… Sanki kulübün kapısında gizli bir çukur varmış gibi her gelen güzel şey oraya düşüverdi. Güzelliğini kaybederek çıktı yukarıya. Çeşitli argümanlar hayatımızın tekrarı haline geldi: Öncesi ve yarım sezon sonrası, ‘’İşte aradığımız bek-Bu adamın futbolda işi yok bırak bek olmayı’’ ‘’İşte orta sahamıza can geliyor-Bu orta saha ile sezon bitmez’’ ‘’Nihayet kale gibi bir defans aldık-Bu defansla hiçbir hedefin olamaz’’ ‘’Bu hoca sistemi kurar artık-Bu hocayla yürümez’’ ‘’İyi bir forvet aldık-Bu adam bizim sitemde gol atamaz’’ …gibi çoğalıp giden umutlarımız ve serzenişlerimiz. Kimisi haklı, kimisi haksız. Kabul, bizde de sabır yok. Ama diyorum ya, taş olsak çatlardık. Oyna be kardeşim! OYNA! DİK OYNA! Senden istediğimiz tek şey bu. Tak dedi bu yıl. Her oyuncunun bir kapasitesi vardır. Yeteneği bellidir. Çalışır geliştirir kendini ya da hep geriye gider veyahut sayar olduğu yerde. Tahammülümüz kalmadı son iki şıkka. Futbolcularımızın son dönemde yaşadığı sorunları biliyoruz. İnkâr da etmiyoruz. Asla edemeyiz. Ama biz de yaşıyoruz. Onlardan kat be kat fazla. Belki kıyas bile yapılamayacak kadar fazla. O sahaya çıktığında oynayacaksın! Oynayacaksın yahu! Yuhalandın mı kızmayacaksın! Utanacaksın! O sahada elinden geleni yapmıyorsan utanacaksın. En eski yıllarda olduğu gibi. Yenilmek kimin umurunda sanıyorsunuz? Adam gibi yenilmek var, ezilerek yenilmek var. Ayırt edemiyorsan o formayı giymeyeceksin. Giyiyorsan ağırlığını bileceksin. Kusura bakmayın. Özellikle de ‘’her ama her koşulda’’ futbolcu kesimini savunanlar kusura bakmasın!  Eve gözyaşı ile dönen biziz. Hayatı zindana dönen biz. Ruh hali, sağlığı bozulan biz. Yollarda, yağmurda çamurda kalan biz. Cebindeki üç kuruşu veren biz. Yollarda can veren biz. Çocuklara cevap veremeyen biz, babasının gözlerine bakamayan biz. Tribünde boynu bükük kala kalan biz.  Ama tek, derdi olan futbolcular öyle mi? Morale ihtiyacı olan futbolcular. Her zaman alkışı hak ediyorlar… Sebep? Yeterince cefa, yeterince çile, yeterince hüzün çekmiş bir taraftar grubuna karşı yürekli oynamak bu kadar mı zor? Ne istiyoruz sizden Allah aşkına? Güzel futboldan başka ne istiyoruz? Mücadele etmenizden başka ne istiyoruz? Ruh yahu ruh.  Bıktık anlıyor musunuz? Yıllardır bu stattan boynu bükük çıkmaktan bıktık. Biz ağlarken gülen bir futbolcu görmekten bıktık. Yazık. Trabzonspor’u bu hale getiren herkese yazık. Çıkın adam gibi oynayın. Her şeye yeniden başlayacağız dediğimiz bu günlerde en büyük adımı siz atın. Alın size elinden geleni yapmaya hazır yönetim. Sizi mağdur etmeyecek. Biz de toplayalım eksilen inancımızı yeniden. Tam destek verelim! İçinde bir gram futbol aşkı kalan insanların elinden o bir gramı da aldılar. Bırakın sitem etsinler. Bırakın yuhalasınlar. Bırakın kızsınlar size. Alın bunları güç olarak sahada yansıtın.  Trabzonspor’a böyle tutulduk, bir ömür adadık diye her şeye eyvallahımız olacak değil. Ruhsuzlara hiç değil! Çıkın savaşın artık! BİZE GÜZEL FUTBOL BORÇLUSUNUZ!