2 Dakika Düşün! Türkiye'de Hakemlik Yapmak mı Yoksa Trabzonsporlu Olmak mı?
01.05.2016 Uğur Sadıkoğlu'nun Kaleminden...
Türk futbol camiası çalkalanıyor bir haftadır protestolar, eylemler, söylevler, demeçler... Ardı arkası gelmiyor kınamaların, Trabzon'da çizgi hakemi Volkan Bayarslan'a yönelik gerçekleştirilen şiddet eyleminden sonra nefretle karışık eleştiri oklarının tamamı yıllardır alışık olduğumuz gibi yine Trabzonspor'a ve şehr-i Trabzon'a dönmüş vaziyette. Haklılık payı var mı? Buna 2 dakika sonra siz karar verin... 
  Yıl 2011 aylardan Nisan... Trabzonspor 2005'te Cem Papila'nın Kadıköy'de katlettiği maçla çalınan şampiyonluğunun ardından yıl üstüne yıl koyarak son yılların en muazzam kadrosunu oluşturmuş yeniden şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyor.. Tabi sürülen tarlalardan, adrese teslim Mini Cooper araçlardan hiç kimsenin haberi yok! Şike çetesi hariç.. 22 Nisan günü Trabzonsporlu futbolcular Eskişehir Atatürk Stadyumu zeminlerine ayak basıyorlar kendilerinden emin şekilde aynı dakikalarda Mustafa Çelik kahvehanede aynı kararlılıkla geçiyor televizyonun başına bu sefer olacak diyor kendi kendine tüm olan bitenden habersiz saf, tertemiz yüreğiyle. 
  Maçın hakemi Bülent Yıldırım... Şike iddianamesinin 68 numaralı ek delil klasöründe Aziz Yıldırım'ın ofisinden çıkan Samsung marka 1 Terabayt hacimli Hard-Disk'in içerisinde bulunan hakem listesinin en başında Fenerbahçeli olarak ismi yazılan Bülent Yıldırım... Müsabaka herkesin beklediği üzere Trabzonspor'un yoğun baskısıyla devam ediyor teşvik primiyle mamalanan Eskişehirsporlu futbolcuların yanı sıra Bülent Yıldırım'da ağa babası Aziz Yıldırım'a yaranmak için varını yoğunu ortaya koyuyordu. Trabzonspor'un ilk yarıda attığı 2 nizami kafa golü sayılmıyor. Aynı sezon Trabzonspor aynı pozisyondan gol yiyor hala yemeye devam ediyor bu pozisyonların hiçbiri faul gerekçesiyle iptal edilmiyor ve goller veriliyor... Bunun yanında ikinci yarıda Burak Yılmaz'ın ikili mücadele esnasında rakibinin kendini yere bırakmasının ardından attığı bir gol de Bülent Yıldırım'ın tetikçilik için kullandığı düdüğünden nasibini alıyordu. Maç sona eriyor Trabzonspor teşvikçi Eskişehirspor ve tetikçi Bülent Yıldırım ortaklığının tüm uğraşarı neticesinde 2 puanı Eskişehir Atatürk stadyumunda bırakıyordu. Trabzonspor takımı Eskişehir Anadolu havalimanına doğru yol alırken aynı dakikalarda Mustafa Çelik evinin kapısını çalıyordu... Kapıyı açan hanımını gördüğünde kalbinde yaşadığı sıkıntı sesinin boğukluğuna yansıyordu ve Mustafa Çelik hanımına tüm olan bitenden hala habersiz şekilde  
  "Bizi yine şampiyon yapmayacaklar hanım" diyor ve yere yığılıyordu.. 
  Bunlar Mustafa abinin son sözleriydi. Aziz Yıldırım ve şike çetesinin şike yapmanın verdiği gururla kahkaları bastığı, teşvikçi Eskişehirsporlu futbolcuların başta Doğa olmak üzere galibiyeti kutladığı, tetikçi Bülent Yıldırım'ın kazandığı haram lokmaları boğazından geçerken Mustafa abi bu dünyaya veda ediyordu sonsuzluğa doğru bordo maviler içerisinde... 
  2010-2011 Sezonunda oynanan diğer müsabakalarda Aziz Yıldırım'ın listesinde bulunan Fenerbahçeli hakemlerin yönettiği 15 maçın 12'sinde galip gelip 3'ünde berabere kalarak %87'lik bir başarı yüzdesi yakalıyordu. Aynı sezon da Fenerbahçe'nin tüm derbilerini Fenerbahçeli hakemler yönetirken Trabzonspor'un oynadığı tüm derbileri de ne tesadüftür ki yine Fenerbahçeli hakemler yönetiyordu. Tüm bunların yanında Aziz Yıldırım tarafından Trabzonsporlu olarak fişlenen Abdullah Yılmaz'a son 15 haftada MHK tarafından sadece 2 müsabakada görev veriliyordu. Keşke kıyım sadece 2011 sezonunda yaşanmış olsaydı şu anda bu yazıyı okuyan her Trabzonsporlunun aklından hakem eliyle puan ya da puanlarımızın gaspedildiği onlarca maç geçiyordur.. Tek tek listeleme işini üstlensek 2 dakika değil 2 yıl düşünseniz Türk futboluna hakim olan zihniyetin Trabzonspor'a neden bu kadar açık şekilde düşmanlık yaptığını idrak edemezsiniz. Bu sezona değinelim biraz da.. 5. Hafta Trabzonspor'un net penaltısı verilmiyor ve Galatasaray tartışmaya açık bir faul alıyor maçı kazanıyordu. Trabzonspor'un bu maçtan sonra düşüşü net şekilde başladı. 4 Hafta geçti Konyasporlu Rangelov'un ceza sahası dışında yerde kaldığı bir pozisyonda hakem tereddütsüz yardımcılarına dahi danışmadan penaltı noktasını gösterdi. Aynı maçta Traore'nin 23 cm. Ofsayttan attığı gol nizami sayıldı ve hakem santrayı gösterdi. Kazandığımız Kayserispor ve Beşiktaş maçlarında bile penaltılarımız verilmiyor atılması gereken rakip oyuncular oyundan atılmıyordu. Açık şekilde Trabzonspor ligin başında şampiyonluk yarışından kopartılmak isteniyor ve başarılı da olunuyordu. Liste uzayıp gidiyor üzerinden 24 saatin yeni geçtiği Eskişehirspor maçında Aykut'un kapalı olan eline çarpan pozisyonda hakem yine penaltı diyor sonra Trabzonsporlular neden hakemleri sevmiyor neden hakemlere tepki veriyor. 
  Türkiye'de tel örgülerin kalktığı ilk stadyum olan Hüseyin Avni Aker'de Trabzonsporlular hakem öldürmemişti hiç ancak hakemler bir Trabzonsporluyu öldürmüşlerdi 22 Nisan gecesi. Üzerinden tam 5 yıl geçti ne bir kınama duyduk spor camiasından ne bir pişmanlık ne de bir özür. Hayatlarına devam etti hepsi hiçbir şey olmamış gibi bir cana el birliğiyle kastetmemişler gibi sanki suçsuz, günahsız insanlarmış gibi. Kendilerini işini yapan namuslu birer vatandaş zannettikleri gibi... 
Bir Trabzonspor taraftarı olarak ne hakemlerinizden, ne kurullarınızdan ne de taptığınız akıl hocalarınızdan ve beyaz yakalı bürokrasinizden özür falan dilemiyorum. Aksine hepinizden nefret ediyorum ve tiksiniyorum. Spor camiasının bireyleri olarak değil sadece insan olarak Mustafa Çelik'in katili olduğunuz için yüzünüze tükürmekten dahi imtina edeceğim sizleri muhattap alarak bu yazıyı bana yazdırdığınız için sizlerden ülkem adına bir kez daha utanıyorum.
Şimdi düşündünüz mü? 2 Dakika değil 2 saniye düşünün yaptıklarınızı, çoluğunuzun çocuğunuzun boğazından geçen haram lokmaları düşünün.. 
  İyi düşünün..
Etiketler: