KARAKTERLİ OYUN ve SIKI MÜCADELE
28.02.2017 Yönetim Kurulu Üyemiz Oğuz ZEYTİN, Darüşşafaka maçını değerlendirdi...
Gaziantep Basketbol’un Galatasaray deplasmanında ve TOFAŞ’ın Micic’in yokluğunda kazanması Nihat Mala’nın play-off hedefi koyduğu Trabzonspor Medical Park’ı, Darüşşafaka Doğuş karşısında galibiyete mecbur kılmıştı. Ancak takımın yıldızı Julian Wright ve tek oyun kurucusu Jorge Gutierrez sakatlıklardan dolayı forma giyemeyecekti. Eksikliğinin çok önemli olmadığını düşündüğüm Kenny Kadji de hazırlık maçında sakatlanmıştı. 
Buna rağmen maç öncesi umutsuz değildim. Aklımda 2012’de Bandırma’da oynadığımız Banvit maçı vardı. Lige düşmemek için direnirken, Russell Robinson ve Elton Brown’dan yoksun çıktığımız maçta sezonun en iyi mücadelesini sergilemiş, bariz hakem hatasıyla uzatmaya giden maçı kaybetmiştik. Dolayısıyla beklentimiz, karakterli oyun ve sıkı mücadele idi.
İlk devre ikili oyunları hiç savunmadık. Boyalı alanda Darüşşafaka uzunlarının rahat sayı bulmasına imkân tanıdık. Kısaların mücadelesinde ise karşısında gölgeden farksız Hardy’yi gören Wanamaker’ın eli oldukça ısınmıştı. 
İkinci devre ise Lee, Erol Can ve ilk yarı oyuna motive olmadığını gözlemlediğim Green’in savunmadaki enerjileri ve savunma kaynaklı transition sayıları ile doğru şutlarla 19 farkı eritip öne geçtik. Kadro derinliği, tecrübe, kalite farklarından veya hakem kararları standartsızlığından ziyade gardların karar mekanizması arasındaki uçurum maçı Darüşşafaka’ya getiren faktör oldu. 
Bu karar mekanizmasını biraz açayım. Şu iki pozisyonu hatırlıyor musunuz? Lee’nin savunma ribaundunu alıp, kafasını kaldırdığında rakip potaya koşan Green’i görüp asist yapması… Topu kenardan oyuna soktuğumuzda tepede Erol Can’ın yine topsuz kat eden Green’e indirdiği asist…
Bu pozisyonlarda Green’i besleyenler Lee ve Erol Can yerine Moody ile Hardy olsaydı... Yani saha görüşü, pas kabiliyeti, yüksek oyun bilgisi olan gardlara sahip olsaydık Trabzonspor MP bugün puan tablosunda bambaşka bir yerde olurdu. Zaten Gutierrez’in takıma kattıkları burada toplanıyor. Moody her maç yel değirmeni de vursa, Hardy ölü dakikalarda 35 sayı da atsa ikisiyle Trabzonspor’un geleceği yer burasıdır (Ne yazık ki…).
Her durumdan bir ders çıkarılabilir. Mesela
- Alçak posttan Dusan’la skor bulmamız,
- Ribaund sıkıntısı yaşayan bir takım olarak Ozan’dan enerji katkısı almamız,
- Sezonu tribünde geçiren Lee’den dış şut, 1-2-3 savunmasında ve yarı sahaya top getirmede faydalanmamız gibi… 
Umarım koç Bazarevich kalan on bir haftada rotasyonu bu oyuncuların yetenekleri paralelinde genişletebilir. Son beş maçta saha içinden 54% ile şut atan, maç başına iki üç adet üç sayılık isabet bulan ve 10,0 sayı ortalaması tutturan, savunmada da görünmeyen işler yapan Erol Can Çinko’nun yanına her maç bir X faktör daha bulmamız lazım. İşte Lee, Ozan ve Dusan’ı bu rolde, ekstralar alacak şekilde rotasyona dâhil etmek gerek.
Kaybedilen on iki maçın yedisinde fark altı sayı ve daha düşük idi (Dördü uzatma). Aslında bu veri bize takım olduğumuzu ancak winner karaktere henüz ulaşamadığımızı gösteriyor. Bunun baş sebebi kadrodaki darlık tabii ki… Yeşilgiresun ve Uşak Sportif maçlarında cepten yenen iki hatta üç maç var. Bunları telafi etmek hiç kolay değil. Her şeye rağmen, Volkswagen Arena’da son topa kadar mücadele edip basketbolseverleri heyecanlandıran oyuncularımızı ve staffı kutlarım.
Oğuz ZEYTİN
Etiketler: