Reçete: Bir Tutam Ruh, Biraz İstek
09.04.2013 Trabzonspor istikrarlı bir şekilde 'kötü' oynamaya devam ediyor. Spor Toto Süper Ligde bulunduğu konumu oynadığı futbol ile yerden göğe kadar hak ediyor. Ama büyüklüğü, taraftarı, geçmişi ve güçlünün iktidarına karşı koyuşu ile bulunduğu yeri kesinlikle hak etmiyor.
Trabzonspor istikrarlı bir şekilde 'kötü' oynamaya devam ediyor. Spor Toto Süper Ligde bulunduğu konumu oynadığı futbol ile yerden göğe kadar hak ediyor. Ama büyüklüğü, taraftarı, geçmişi ve güçlünün iktidarına karşı koyuşu ile bulunduğu yeri kesinlikle hak etmiyor. 
  Daha geçtiğimiz seneye kadar 61. dakikalarda "bilmem ne Trabzon, olamazsın şampiyon" diyen rakip taraftarlar, şimdi "Trabzon Kümeye" diye bağırıyorsa Trabzonspor başkanı da, teknik direktörü de, futbolcusu da aynaya bakacak. Üzerindeki formanın büyüklüğünü kavrayamamış sorumsuz futbolculara tomarla para verilmiş ve bu adamlardan bir şeyler yapması bekleniyor. 
  Trabzonspor yönetimi eskiden kötü gidişat olunca olağanüstü toplanır durum tespiti falan yaparlardı. Bir sonuç çıkmasa bile göstermelik toplantılar olurdu. Artık onlar da yapılmıyor. Bütün camianın şevkinin kırılmasını izlemek Trabzonspor'u sıradanlaştırır.
Şike süreci yeterince taraftarın midesini bulandırıp futboldan ve hayattan soğutmaya başlamışken, saha sonuçları ile teselli bulmak isteyen fedakar Trabzonspor taraftarını daha fazla üzmeye hiç kimsenin hakkının olmadığını düşünüyorum.
  *
Taraftar şike ile uğraşmıyor resmen dövüşüyor, boğuşuyor. Ama kulüp bu anlamda hiçbir etkileşim göstermiyor. Resmi siteden yapılan "Şampiyon takımımız.." gazını da taraftar artık yemiyor. Bir şeyler değil, çok şey yolunda gitmiyor ve artık yeter! Biz sadece mücadele görmek istiyoruz sahada, yenmeyin yenilin, gelenden gidenden fark yiyin ama azıcık oynayın be! İddiası olmayan bir takımı Manisa'da izlemeye İstanbul'dan gelen, Bursa'dan gelen, Balıkesir'den gelen insanların vebalini ödeyemezsiniz. 
  Maç yazıları yazmayı sevmiyorum. Çünkü futbol bu her sonuç çıkabilir diyorum. Ama dün canlı izlediğim Akhisar Belediyespor maçından sonra bir şeyleri söylemek gerekiyor. Bunları madde madde yazacağım. 
  1. Takımda kesinlikle bir dayanışma yok. 
  2. Futbolcular saha içerisinde birbirleriyle konuşmuyor. 
  3. Duran topları kullanma konusunda en kötü takımız. 
  4. Daha taç atışlarını kullanamıyoruz. 
  5. Hiçbir futbolcu sorumluluk almıyor. 
  6. Resmen topun olduğu bölgeye girmeyen futbolcular var.
  7. Teknik heyet ve futbolcular arasında ciddi bir iletişim kopukluğu var.
  8. Ömer Üründül'ün futbol sözlüğüne kattığı "bloklar arası bağlantı" Trabzonspor'da hiç yok.
  9. Futbolcular ruhsuz, isteksiz, arzusuz ve zoraki oynuyor. 
10. Futbolcular birbirlerini maç içerisinde motive etmeyecek kadar umursamaz hareket ediyorlar. 
Televizyondan maçları izleyenleri şanslı buluyorum. Çünkü kamera sadece topun olduğu bölgeyi ve haliyle o bölgedeki mücadeleyi gösteriyor. Çıplak gözle maçı izlerken kim ne yapıyor? kim koşmuyor? kim nerede nasıl oynuyor? hepsini görüyorsunuz. Bir yıkım söz konusu.. Şu futbolcu neden yok? Bu adam neden oynamıyor? diye kızıyoruz. Emin olun, onlar oynasa durum farklı olmayacak. 
  Bir futbol takımı kötü oynayabilir ama kötü koşamaz! Bir futbolcuda mücadele olur, hırs olur, istek olur. Üzülerek görüyoruz ki, futbolcularımızın birçoğunda bunlar maalesef yok ve hem kendilerine hem de takıma zarar veriyorlar. 
  Trabzonspor kesinlikle ligden düşecek bir takım değil. Fakat, kalan 4-5 hafta iyi ya da kötü bir şekilde tamamlanacak. Ondan sonra sene sonu kadroda toplu bir revizyon gerekiyor. Trabzonspor'un büyüklüğünü bilmeyen, sorumluluk almayan, korkak oynayan futbolculardan Trabzonspor'a fayda gelmez. Bunu defalarca yaşadık yine tekrarını yaşıyoruz. Artık ders alma zamanımız geldi. 
  Trabzonspor'un kurtuluş reçetesinde hayata ekmek parası için tutunmuş insanların hayatla verdiği mücadeleyi, yeşil sahalarda futbol topunun peşinden koşarak, ruhunu sahaya yansıtacak futbolcular lazım. Memleketlerinin hiçbir önemi yok, iş ahlakını bünyelerinde bulundurmaları ve bu işi sahiplenmeleri yeterli olacaktır. 
  Anekdot: "Yanlış yapmayan insan yoktur insanlık yanlışını kabul ve düzeltmekle olur." Albert Einstein 
  İlhan Özmen
iozmen@bordomavi.net
Etiketler: