Şikecilerin şapkadan çıkan tavşan misali Türk Futbolu'nun başına getirdiği ve tüm maddi delillere rağmen şikenin sahaya yansımadığını çözebilecek akli potansiyele sahip Demirören'i, 1 sene önceki Beşiktaş Başkanı Demirören yerin dibine soktu.
 
Şike çok kapsamlı
TFF Genel Kurulu'nda davanın çok kapsamlı olduğunu vurgulayan Demirören "fenerbahçesi"nin adının çok geçmesini sanki yazım hatası gibi göstermeye çalışmıştı. "Beşiktaş da var bu davanın içinde Trabzonspor da" derken kendisinin şike yapan Beşiktaş'ın başkanı olduğunu unutuyordu. Mali açıdan Beşiktaş'ı bitiren Demirören yönetimi, Beşiktaş'ın UEFA Kupası'nın dışında kalmasına sebep olan usulsüzlüklerin de sorumlusuydu.
 
Yansımadı diyen aptaldır
Demirören 8 Mart 2011 tarihinde Beşiktaş başkanı iken bakın neler söylemiş: "Beşiktaş Jimnastik Kulübü Yönetim Kurulu daima hakeden kulübün kazanmasından yana olduğunu dile getirmiş, birtakım güçlerin maç sonuçlarına tesir ederek belirleyici olmamaları gerektiğini defalarca ifade etmiştir. Bununla birlikte aynı güçlerin istedikleri bir takımı şampiyon yapmak için bariz bir şekilde göreve soyundukları, spor kamuoyunun gözü önünde birtakım oyunların sergilendiği açıkça görülmektedir."
 
O zaman açıkça gördüğünü, şimdi tam da görev başındayken ve YİNE AYNI SEZON İÇİN inkar etmektedir.
 
8 Mart 2011 tarihli açıklamanın devamı şöyle: "Trabzonspor Kulübü Başkanı Sayın Sadri Şener'in bugün gündeme gelen açıklamaları ve tarafımızdan yapılan bu açıklama ile ilgili iki kulüp arasında herhangi bir görüşme olmamıştır. Ancak, Sayın Sadri Şener'in Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ve Kulüpler Birliği Başkanı ile ilgili söyledikleri, Başkanımız tarafından bir yıldır dile getirilmekte ve spor kamuoyu tarafından bilinmektedir. Ne yazık ki birçok kulübün Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı'nın dikta rejiminden çekindikleri için susmayı tercih ettikleri de bir gerçektir.
 
Sahaya çıkan hakemlerin belirli talimatlarla görev yaptıklarını örnek vermek gerekirse Beşiktaş-Trabzonspor müsabakasında oyuncumuz İsmail Köybaşı'na yapılan ve dört hafta sahalardan uzak kalmasına sebep olacak kasti hareket görmemezlikten gelinmiş, yine oyuncumuz Simao Sabrosa'nın attığı nizami gol sayılmayıp, rakip takımın oyuncusu Burak Yılmaz'a yapılan bariz penaltı verilmemiştir. Böyle bir zihniyetin sahaya beraberlik skoru talimatı ile çıktığı aşikardır. Yine benzer zihniyet ile dün akşam oynanan Gençlerbirliği - Fenerbahçe maçında bariz ofsayt pozisyonunda golü veren ve olmayan bir penaltı yaratan kişilerin hangi talimatlarla sahaya çıktıkları merak konusudur."
 
Durum böyle. İki Demirören birbirine ağır hakaret ediyor. Biz sadece aracılık yapıyoruz.
 
8 Mart 2011'de Beşiktaş başkanı iken aynı sezonla ilgili görüşleri ve vaatleri şu şekilde sonlanıyor Demirören'in: "Öte yandan, tüm bu kasıtlı hareketlere, Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün "Dünya Kulübü" olma yolunda diğer kulüpleri geçtiğinin açıkça farkedilmesi, ayrıca bu konuda duyulan haset ve kıskançlığın bariz bir şekilde ortaya çıkması neticesinde başvurulduğu da tarafımızdan memnuniyetle farkedilmektedir.
Türk Futbolu'nun mihenk taşı olan, her zaman doğruları savunarak şerefli ikincilikleri ile övünen Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün Yönetim Kurulu olarak, Türk Futbolu'nu bu zihniyetteki kişilerden kurtarıncaya kadar mücadelemize devam edeceğimizi spor kamuoyuna saygılarımızla duyururuz."
 
Kamuoyuna bu güçlerle savaşma sözü veren Demirören şu an o güçlerin merkez üssü konumuna gelmiştir.
 
O günkü Demirören'in, bugünkü Demirören için ne dediğini özetleyelim: "Demirören kalıbının adamı değildir. Sözüne güven olmaz, dönektir. Davasını satar ve kendini kollamak için Beşiktaş'ı bitirmeye bile razı olur. Güce tapanlar kervanının başında gelir, gelmiştir. Böyle bir adamla çalışmayı Allah bana nasip etmesin".
 
Kamuoyuna bu ikiyüzlülüğü sergilemekten gurur duyuyoruz.
 
Şükür ki, bu pisliklerin içinde biz yokuz.
 
OLMAYACAĞIZ, OLANI BARINDIRMAYACAĞIZ!
 
bordomavi.net