PFDK Yanıyor 
04.03.2013 PFDK hakkındaki suç duyurusuna şüpheyle yaklaşanlar var, "TFF kamu kurumu değildir, PFDK üyeleri kamu görevlisi değildir" diyorlar. Fakat... 
Haftalardır yürütülen bir organizasyon var: PFDK hakkında
suç duyurusu.
Türkiye'nin hemen hemen tüm illerinden binlerce insan bu suç duyurusunun altına
imzasını atarak savcılıklara verdi.
Fakat bu başvuruya şüpheyle yaklaşanlar var:
- TFF kamu kurumu değildir
- PFDK üyeleri kamu görevlisi değildir
diyorlar. "Reddedilir" diyorlar. "Bir şey çıkmaz" diyorlar.
İçeriğini bile okumadıkları dilekçenin sonucu hakkında çeşitli fikirler beyan
ediyorlar.
Bu yazıda, söz konusu itirazların isabetsizliği konusundaki naçiz görüşlerimi
paylaşacağım.
TFF BİR KAMU KURUMUDUR
Öncelikle Anayasa Mahkemesi hakimi Fettah Oto'nun Ankaraspor kararında düştüğü
muhalefet şerhinden bir alıntı yapalım:
"
5894 sayılı Yasa’nın 1. maddesine göre, TFF, her türlü futbol
faaliyetlerini milli ve milletler arası kurallara göre yürütmek,
teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve
yurt dışında temsil etmekle görevli, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel
kişiliğe sahip özerk bir kuruluştur. Sözü edilen bu kuralda TFF’nin tüzel
kişiliğinin kamu hukuku tüzel kişiliği mi, özel hukuk tüzel kişiliği mi olduğu
hususu belirtilmemiştir.
TFF’nin kanunla kurulması, tüm gelirlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan
muaf olması (5794 s.y.l5.mad) disiplin cezası verebilmesi (5894 s.y. mad. 11)
ve futbol alanında tekel durumunda olması gibi  birtakım kamu gücü
ayrıcalıkları ile donatılması görevleri ve yetkileri yönünden
incelendiğinde de haklarını, sorumluluklarını ve borçlarını doğrudan etkileyen
tek taraflı, idari ve icrai nitelikte işlemler yapabilmesi,  işlemlerini
kamu gücünü kullanarak yerine getirmesi, ayrıca futbol seyircileri bakımından  kamu
düzenini doğrudan ilgilendiren konularda kararlar alması  ve kararlarla
ilgili yaptırımları belirleme yetkisinin bulunması,  bu Kuruluşun bir
kamu kurumu olduğunu göstermektedir.  Öğretide de açıklanan hukuki
nitelikleri nedeniyle  TFF’nin bir kamu tüzel kişisi olduğu kabul
edilmektedir."
Şerhin ne demek istediğini açalım:
1- Özel Hukuka Tâbi Olmak Kamu Kurumu Olmaya Engel Değildir
TFF'nin kamu kurumu olmadığı iddiasının en başta gelen ve en çürük dayanağı
TFF'nin özel hukuka tâbi olduğuna dair maddedir. Oysa TFF dahil pek çok kamu
kurumu, niteliği ve işlevi gereği özel hukuka tâbidir. TCDD'den Kızılay'a kadar
bunun pek çok örneği vardır. Bir tüzel kişiliğin özel hukuka tâbi olup olmaması
onun özel hukuk işlemlerinden ne şekilde sorumlu olacağının göstergesidir. Bir
tüzel kişiliğin kamu kurumu niteliğinde olup olmaması ise kamu kurumlarına
mahsus yetki ve sorumluluklara sahip olup olmamasına ilişkin bir niteliktir.
2- Federasyon Kanunla Kurulmuştur
Kamu kurumu niteliği olmayan bir özel hukuk tüzel kişiliğinin TBMM tarafından
çıkarılan bir kanunla kurulması düşünülemez. TFF, özerk olduğu için devletten
bağımsız hareket edebilmektedir fakat TFF'yi kuran devletin kendisidir.
3- Federasyon Vergiden, Resimden ve Harçtan Muaf Tutulmuştur
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10.
maddesinde kurumun vergiden, harçtan muaf tutulmuştur. Kamu hizmeti fonksiyonu
olmayan hiçbir kuruma devlet bu ayrıcalığı tanımaz. Bu imtiyaz, TFF'nin bir
kamu hizmeti verdğinin TBMM tarafından zımnen ikrarıdır. Aksi halde özel hukuka
tâbi bir tüzel kişinin vergiden muaf tutulması her şeyden önce anayasanın
eşitlik ilkesine aykırı olurdu.
4- TFF Tekeldir
Özel hukuka tâbi tüzel kişiler birleşerek bir federasyon kurabilecekleri gibi,
farklı kombinasyonlarla farklı federasyonlar da kurabilirler. Fakat ülkenin tüm
kulüpleri bir araya gelip imza toplasa bile TFF'ye alternatif bir çatı altında
toplanamazlar. Buna mevzuat izin vermez çünkü TFF spor kulüplerinin kurduğu
sıradan bir tüzel kişilik değil ülkedeki tüm futbol faaliyetlerini, yürütmekle,
denetlemekle görevli bir kurumdur ve bu konuda tekel olması da onun bir kamu
kurumu şeklinde işlediğini göstermektedir.
5- TFF, Kamu Kurumu Yetkilerine ve Sorumluluklarına Sahiptir
Kamu kurumu niteliğine sahip olmayan bir tüzel kişilik üyeleri üzerinde sadece
özel hukuk kapsamına giren yetkilere (para cezası, üyelikten çıkarma vs.)
sahipken TFF bunların ötesinde bir çok yetkiye sahiptir.
Üstelik PFDK tam da TFF'nin söz konusu kamu hukuku yetkilerini icra eden
organıdır. Yani TFF'nin bazı organlarının yetkileri sınırlı olduğu için ilgili
kişilerin kamu görevlisi sıfatına sahip olmadığı ileri sürülebilir fakat PFDK,
devletin TFF'ye kanunla tanıdığı ve özel hukuk tüzel kişilerinin asla sahip
olamayacağı aşağıdaki yetkilere sahip olarak kesinlikle kamu görevi
yürütmektedir ve üyelerinin hepsi kamu görevlisi sıfatıyla hareket etmektedir.
PFDK üyelerine kamu görevlisi sıfatı yükleyen yetkiler:
FDT 24. madde: "Müsabakadan Men"
Hiçbir özel hukuk tüzel kişisinin üyelerini müsabakalara katılmaktan men
edebilmesi düşünülemez. Bu, tamamen TFF'nin kamu kurumu niteliğinden doğan,
devlet tarafından tanınmış bir yetkidir. Bir özel hukuk tüzel kişisinin bu
konuda en fazla yapabileceği şey, üyelerinin müsabakaya katıldığı takdirde para
cezasını ödemesini öngörmek olabilir, ki anayasal hakları sınırlayan bir özel
hukuk hükmünün geçerliliği de epey su götürür.
FDT 25. ve 26. maddeler: "Soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş
yasağı", "stadyuma giriş yasağı"
Hiçbir özel hukuk tüzel kişisi niteliğindeki dernek, federasyon vs. üyelerine
seyahat özgürlüğünü sınırlamaya varan bu tür yaptırımlar uygulayamaz. Oysa PFDK
bu kararı verebilir ve bu kararın uygulanması, devletin hiçbir icra organına
başvurmaya gerek kalmaksızın doğrudan polis, güvenlik vs. güçler tarafından
gerçekleştirilir. Çünkü PFDK bu yetkiye, bir kamu görevi dairesinde sahiptir.
FDT 27. madde: hak mahrumiyeti:
PFDK kişileri futbolla ilgili idari faaliyette bulunabilmekte dahi men etme
yetkisine sahiptir. Eğer PFDK kamu yetkisine sahip olmasaydı aldığı kararla
gerçek kişileri Türkiye'nin herhangi bir yerinde futbolla ilgili idari bir
görevde bulunmaktan bile men edebilir miydi?
FDT 28. ve 29. maddeler: lisansın askıya alınması ve iptali
Spor Bakanlığı'nın tasarrufunda olan bir konuda PFDK idari işlem
yapabilmektedir. Bir özel hukuk kişisi ancak ve ancak lisansın iptali için
devlete başvurabilir ve devletin lisansı askıya almasını ya da iptal etmesini
sonuçlayacak süreci başlatabilir. Oysa PFDK idarî bir karar vererek lisans
askıya alabilmekte, iptal edebilmektedir. Onun bu yetkisi de kullandığı kamu
gücünden doğmaktadır.
FDT 30. madde: transfer yasağı
Özel hukukta sözleşme serbestisi vardır ve hiçbir özel hukuk kişisi bir diğerinin
sözleşme serbestini engellemeyemez. Olsa olsa belli türde sözleşmeler yapması
halinde cezai şart öngörebilir. Oysa PFDK özel hukuk kişilerinin sözleşme
serbestisini sınırlayabilmekte ve kişilerin medeni haklarını sadece devlete
mahsus bir şekilde kısıtlayabilmektedir.
FDT 31. madde: saha kapatma
Bu yetkiyle PFDK, kişilerin stadyum üzerindeki tasarruf haklarını
sınırlamaktadır. Tasarruf hakkı söz konusu kişide kaldığı halde onu bu hakkı
kullanmaktan mahrum edebilmesi, kamu yetkisinden başka hiçbir şeyle
açıklanamaz.
FDT 32. madde: seyircisiz oynama
Bu kararla da PFDK bir yandan seyircilerin stadyuma girmesini bir yandan da
spor kulübünün insanları içeri alabilmesini engelleyebilmektedir ve bu kararın
uygulanmasını bizzat karşı kolluk güçleri gerçekleştirmektedir. Bir özel hukuk
kişisinin aldığı bir kararla kolluk güçlerine görev ve sorumluluk yüklemesi
mümkün değildir. PFDK'nın bu tür kararı verebilmesi, kamu gücüne sahip
olmasından kaynaklanmaktadır.
Yukarıda sayılan yetkilerle donatılmış olan PFDK'nın üyelerinin kamu görevlisi
sıfatıyla hareket etmediği düşünülemez. Dolayısıyla, bu kişilerin görevlerini
ihmal etmeleri de sıradan bir görev ihmali olmayacaktır. Bunlar, kamu
görevlisinin görev ihmali olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi ilgilendiren
niteliktedir ve herkes yukarıda sayılan kamu görevinin suistimalini ihbar edip
savcıları göreve çağırma hakkına sahiptir. Son 1,5 yıldır sınırsız düzeyde
mağdur edilmiş Trabzonsporlular için ise bu sadece bir hak değil bir görevdir.
PFDK hakkında suç duyurusu girişimini PFDK üyelerinin, onların avukatlarının,
PFDK kararından nemalanan taraftarların kösteklemesi haklı bir davranış olmasa
da doğaldır çünkü kendi menfaatlerini savunuyorlar. Kendi menfaatini korumak
için adaletin engellenmesine defalarca şahit olduk. Öyle bir tepki kimseyi
şaşırtmaz.
Fakat Trabzonsporlu olup, bu girişime dahil olmak varken köstek olmaya
çalışanlara kısa bir hikaye anlatmak istiyorum:
Bir evde yangın çıkmış. Tulumbacılar koşmuş, ahali kovalara su doldurup koşmuş.
Bakmışlar bir tane de karınca, sırtına bir damla su yüklemiş yangına koşuyor.
"Senin götüreceğin sudan ne olur? Daha yanına bile yaklaşmadan buharlaşır
gider! Kendini niye boşuna yoruyorsun?" demişler. Karınca da cevap vermiş:
- Safım belli olsun diye!
Kıssadan hisse: PFDK yanıyor. Türk spor hukuku mevzuatını, UEFA mevzuatını,
olguları yalan yanlış donelerle çarpıtarak Türk futboluna nasıl darbe vurduğu,
dilekçede ayrıntılarıyla anlatılan PFDK tutuşmuş, yanıyor ve biz de bu yangını
hukukla, adaletle, legaliteyle elimizden geldiğince söndürmeye çalışıyoruz.
Yangının söneceğine inanmasanız bile bir dilekçe de siz verseniz hiçbir zarar
görmezsiniz. Bu girişim hiçbir işe yaramayacak olsa bile hiç olmazsa safınızı
belli etmiş olursunuz.
Burçin Aydoğdu
Etiketler: