Bir koçumuz olsaydı!
30.10.2017 Oğuz Zeytin yazdı...
Hafta içinde Forumumuzda paylaştığım maç öncesi analizimde, Banvit’in Theodore sonrası düzenini henüz oturtamadığından ve ayrıca Orelik’ten aldıkları şut katkısını bu sezon bulamadıklarından bahsetmiştim. Çarşamba akşamı AEK ile oynadıkları Şampiyonlar Ligi maçını seyrettim. Farkı 15 sayıya kadar çıkarmalarına rağmen herhangi bir organizasyonu olmayan, Mike Green ve Manny Harris’in bireysel çabalarıyla ayakta kalmaya çalışan rakibine yakalanmışlardı. Bu çerçeve, beni Trabzonspor adına umutlandırıyordu. Ve analizimi şu cümlelerle tamamlıyordum:
“İBB maçındaki rüzgârı sürdürmek ve sezonun ilk olumlu sürprizini Bandırma'da gerçekleştirmek için kırk dakika boyunca mücadele etmek lazım. Gard üçlümüz Sarunas-Heslip-Eldridge'in savunma-hücum verimliliği bizim için kritik nokta. İnşallah Markovski bu umudumuzu yerle bir etmez.”
Karşılaşma dengeli başladı. İçeride Deniz’i ikili oyunlarla besledik. Bu bölümde dikkat çeken eksiğimiz Banvit’in yeni şutörü Rautins’i Vasiliauskas’la savunmaya çalışmaktı. Rautins isabetli olmasa da arka arkaya boş şut imkânları yakaladı.
Vasiliauskas kenara gelince sezon başında eksikliğini vurguladığımız yedek bir numara açığımızı bir kez daha gördük. Heslip’i bu rolde oynatmanın takıma faydası yok. Burak Eşlik’ten geride kalan altı resmi maçta katkı alamadık. Burak biraz form yakalasa ve Vasiliauskas’ı dinlendirse Heslip de oyuna daha sıcak başlayabilir. Heslip bir numaradayken peş peşe üç şut kaçırdı ve üç top kaybı yaptı. İkinci çeyreğin sonunda Vasiliauskas oyuna tekrar dâhil olduğunda Heslip yaklaşık yedi metreden gönderdi üçlüğü… Doğrular ve olması gerekenler ne kadar açık, değil mi? Öyleyse neden tersi yapılıyor?
Takımımızın en zayıf yönü, gardlarımızın savunma yumuşaklığı. Eğer Vasiliauskas ve Heslip bu sebepten kullanılmıyorsa bir nebze anlarım. Ancak koçun verdiği sürelere bakarsak, öyle bir endişe taşımadığı da görülüyor.
Bu savunma gediğini aslında kapatıyoruz. Mesela ilk yarıda Eldridge’in Taylor’a uyguladığı baskı Banvit organizasyonunu engelledi. Bir diğer ilginçlik, maça iyi başlayan Harris’in maçın ikinci bölümünde benche mahkum edilmesi… Takımın savunma direncini arttırmış, hücumda çeşitlilik sağlamış bu oyuncu faul sorunu da yaşamıyordu halbuki. Eldridge ve Harris oyundayken tam saha baskı da yapabiliriz, neden bu seçeneği kullanmıyoruz?
Olaj serisi ikinci maçında eleştirdiğimiz Obekpa lige fena girmedi. Her geçen maç, repertuarından farklı özellikler gösteriyor. Eksikleri hala var. Karşılaşmanın son bölümünde kaçan kolay şutu, yorgunluktan ve adrenalindendi. Vidmar ve Kulig’e karşı oynamak herkesin harcı değil. O dakikalara biraz daha dinlenmiş girse, rahatlıkla bitirebilirdi.
Koçun bir diğer kritik oyuncu tercihi de maç sonunda savunmadayken, savunmacı Harris’i kenara almasaydı. Böyle daha fazla örnek gösterebilirim de sonuca geçeyim:
Green’i kullanamadığımız, kısalarımızdan beklenenin altında katkı aldığımız Banvit deplasmanında oyuncu grubumuz koçlarının oyuna müdahalede geç kalmasına ve hatalı rotasyon tercihlerine rağmen maçı kazanma noktasına getirdi. Hepsini alkışlıyorum. Ortalama bir teknik adam, bu kadroyu özellikleri doğrultusunda kullanır ve sonuç alır. Markovski bunu bile yapamıyor. Olaj serisinde rakibin şutörü Vojvoda’yı fizik olarak ondan kısa ve zayıf Browning’le savunmaya çalışan koç, hatalarından vazgeçmiyor. Belki Trabzonspor yönetimi bu hatalar silsilesini fark eder ve gereğini yapar.
Etiketler: #Trabzonspor #Banvit #TsBasket #OğuzZeytin #MaçAnalizi