Hayri Gür'de Yüzüncü Maç - Kaçıncı Trajedi?
18.12.2017 Oğuz Zeytin yazdı...
Trabzonspor Basketbol, Hayri Gür’deki yüzüncü maçında cumartesi günü Demir İnşaat Büyükçekmece’yi ağırladı. Normal şartlarda bir şölen havasında geçmesi gereken böyle önemli bir maç, yönetim ve bir kısım taraftarın el birliğiyle alınan ceza sayesinde seyircisiz oynandı. Nihayetinde de Trabzonspor koçu Zare Markovski’nin artık dayanılmaz hale gelen yanlışlarıyla iki uzatmada kaybettiği maç olarak tarihe geçti.
Demir İnşaat Büyükçekmece, Trabzon’a gelene kadar ligin en az sayı atan, en az asist yapan ve en az ribaund alan takımı konumundaydı. Dışarıda kazanmakta zorlanan Büyükçekmece son deplasman galibiyetini geçen sezonun 24. Haftasında, ligden düşmesi kesin olan TED Kolejlilere karşı almıştı. İşte Trabzonspor bu takıma kaybetti. Daha önce üç ABD’li Szolnoki Olaj’a kaybettiği gibi, ligin dibindeki Pınar KSK’ye kaybettiği gibi… Zare Markovski gibi vasıfsız bir koçunuz ve Nihat Mala gibi yıllardır takımı krize sokan bir idareciniz varsa, zaten kaybetmeye mahkûmsunuz.
Maçtan notlarıma geçeyim:
1) Vasiliauskas – Heslip (Ve Eldridge) oyundayken sezon başından beri top paylaşımında sorun yaşıyor Trabzonspor. Bu kadar atıcıyı, eğer bir oyun planınız yoksa bir arada kullanamazsınız. Eline alan pas yapmadan şut atıyor. Fark da 11’den 3’e düşüyor… Alternatif var mı?
2) Var ama topun bilinçli şekilde içeri indirildiği veya tepede iki uzun screeninden çıkan şutöre pozsiyon hazırlanması ya da ters tarafa pas akşının olduğu düzenli setler değil. Şöyle ki: Trabzonspor savunma ribaundu alınca, sahayı çabuk geçebilen bir takım. Böylece hızlı hücumlarla ürettiği sayılarla oyunda kalabiliyor. Ancak pivotlarının dominant ribaundcu olmasını geçtim ortalama bile değiller. Takımın bu zaafını bir nebze gideren Harris maçın son çeyreği ve ilk uzatma periyodunda (Aralıksız 17 dakika) oynatılmadı.
3) İlk devrede bir pozisyon var D. Simpson basket faulün faulünü kullanıyor. Rakipten ribaund için dizilen kimse yok. Faul kaçıyor, üç oyuncumuz da olaydan bihaber izliyor! Ribaundu Simpson zorlanmadan alıyor. Bunu seyircisizlikle, maddi sorunla vs. açıklayamazsınız. Düpedüz ciddiyetsizlik… Alper’in Stojanovski’ye ilk devre bitiminde yaptığı faul gibi…
4) Sizi karşılaşmanın üçüncü çeyreğine götüreyim. Molaya kadar bulduğumuz 16 sayının 11’i Green’in elinden… Harris’in smacında da asisti o yaptı. Ribaund da alıyor. Kısacası oyuna ağırlığını koymuş durumda Green. Peki Markovski ne yaptı biliyor musunuz? Green’i çıkardı. Mola dönüşü Eldridge’ten zor bir üçlük denemesi geldi, girmedi. Hücum ribaundunu aldık, bu sefer Vasiliauskas denedi, o da girmedi. Yine ribaundu aldık ve üçüncü üçlük denemesini Harris’le yaptık.
Çok merak ediyorum, o molada koç oyuncularına ne demiş olabilir: “Üçlük atmazsanız küserim çocuklar” mı? İşte Trabzonspor’un oyun seviyesi ne yazık ki böyle…
5) Normal sürenin son üç dakikasına sekiz sayı (82-74) önde girdik. Sanki takımda atıcı kıtlığı varmışçasına, Heslip-Eldridge-Green oyundayken arka arkaya dört hücumu Vasiliauskas’tan oynadık. İlkinde zorladı, sonra top kaybetti, sonra saçma sapan bir şut denedi ve fark eridi. Koç Markovski seyretti.
6) Ve son 15 saniye… Her şeye rağmen 84-82 öndeyiz ve savunmadayız. Bu topu savunmak için ve kaçacak şutun ribaundunu almak için Harris’i oyuna almasını bekliyoruz Üstad Markovski’nin! O ise sezonun en üretken maçını yaşayan Walker – Wright ikilisini, Vasiliauskas ve Heslip’le savunmaya devam etti. Wright rahat bir şut fırsatı buldu ancak kaçırdı. Ribaundu ise Moldoveanu aldı. Sorarım maç topunu savunurken takımın en atlet ve ribaundcu oyuncularından birini kenarda neden tutarsınız?
Uzatmaları yorumlamaya gerek yok sanırım. Kısacası Trabzonspor, F. Doğuş’tan evinde 119 yedikten sonra Hayri Gür’deki yüzüncü maçında da 113 sayıyı potasında görerek kaybetti. Hatırlarsanız milli maç arasında yazdığım “Kasım Hasadı” başlıklı yazıda kışın sert geçeceğini vurgulamıştım. Bu zihniyetle Trabzonspor’un sadece kışı değil baharları da boran olacak. Beşinci sezonunda yedinci koçuyla çalışmaya hazırlanıyor yönetim. Yani bunca hatayı yapan menajerle yeni bir hamle daha yapacaklar. Geçen hafta bir yönetici “Nihat Mala Trabzonspor için şanstır” deme gafletinde bulundu. Söz konusu yönetici, genel menajerin oynadığı takımları sıralarken Fenerbahçe ve Efes Pilsen’i de eklemiş. Sayın Yönetici, Mala’nın bu takımlardan hangi sezonlarda oynadığını da paylaşırsa memnun oluruz çünkü biz basketbolseverler bu detay bilgiden mahrumuz. Araştırdık, bulamadık! Devamında Mala’nın, Türkiye’de bu işi yapan en iyi üç isimden biri olduğunu iddia etmiş. Şaka olmalı beş sezonda yedi koç ve altmış (60) oyuncu kullanan, sadece bir defa play-off gören ve borçtan kılını kıpırdatamayan bir organizasyonun başındaki menajer nasıl oluyor da işini iyi yapıyor?
( http://www.karadenizgazete.com.tr/spor/trabzonspor/onunkisi-bir-ask-hikayesi-/171388 )
Cevabını alamayacağımız bir soru ileteyim: Obekpa bu hafta kaç idmana katıldı?
NOT: Değerli okuyucu… Geçtiğimiz hafta teknik bir problemden dolayı yazımı hazırlayamadım. Özrümün kabulünü dilerim.
Etiketler: #OğuzZeytin #Basketbol #KöşeYazısı #Trabzonspor #DemirİnşaatBüyükçekmece