Hamle Sırası Bizde...
23.02.2009 Ersun Hoca’nın maç sonu açıklaması: “Bugüne kadarki kazanma arzumuzun dışındaydık. Bunun sonucunda mağlup olduk.
Ersun Hoca’nın maç sonu açıklaması: “Bugüne kadarki kazanma arzumuzun dışındaydık. Bunun sonucunda mağlup olduk. Alkışlanan mücadelenin bir maçta tersine dönmemesi gerek. Desteğe ihtiyacımız var. Bu desteği esirgememeleri durumunda biz aynı mücadelemize devam edeceğiz.”
Hocamız maçtan sonra haklı olarak bir talepte bulunuyor. Biz de sene başından beri bugünler için söz veriyoruz.
“Takım tökezlediğinde ilk yardım bizden gelecek” diye söz verdik. Sözümüzün arkasındayız.
Bir taraftan desteğe devam ederken, bir başka taraftan da dostun acı sözlerini söylemek gerekir diye düşünüyoruz. Hiç olmazsa bu eleştirilerin samimi olduğu konusunda herkes hemfikirdir diye düşünüyorum. Objektif olduğunun garantisini ise veremem zira ben takıma da Ersun Hoca’ya da çok güveniyorum.
Ligin ikinci yarısının başıyla birlikte takım beklenilenin üstünde bir performans ile başladı maçlara. İki çok iyi maç, bir vasat maç, iki kötü maç oynadık. Demek ki biz kabul etsek de, etmesek de bir ters ivmelenme var. Haydi adına düşüş demeyelim.
İyi de her şeyin tam yoluna girdiği böyle bir dönemde bu olumsuz durum niye? Zor maçlarını geride bırakmış bir takım, önce İstanbul’da sekti, zıpladı ardından o zıplayışın düşüşü Trabzon’da oldu. Tarihinin en kötü günlerinde bile kendi sahasında kaybetmediği Denizlispor’a “gol atamadan” kaybetti. Hem de lider olma fırsatıyla çıktığı bir maçta.
Maçın anlatan Lig TV spikeri sürekli olarak Ersun Yanal, Mesut Bakkal kıyaslaması yaptı. Düşündüm gerçekten de mağlubiyete sebep Mesut Bakkal’ın zekice hamleleri olabilir mi diye. Böyle bir kanıya varacak hiçbir gelişme olmadı bu maçta. Yani Denizlispor bir Antalyaspor veya bir Hacettepe, bir Gaziantepspor kadar uğraştırmadı Trabzonspor’u aslında. İkinci gol örneğin. Song gibi bir oyuncu koskoca yarı sahayı nasıl kaderine terk edebilir böyle? Bu nasıl bir anlaşılmaz durumdur?
Ben maça kafa olarak kendimizi veremediğimizi düşünüyorum. Belli ki Denizlispor’u çantada keklik görmüşüz. Aslında öyle de görülebilecek bir takım Denizlispor. Çok kötü bir takım olduğunu düşünüyorum onların. İki ileri oyuncuları dışında en ufak bir oyun kurma girişimi yapabilecek yetenekte oyuncuları yok. Ve biz böyle bir takıma gol bile atamadık.
Taraftar oldukça rahat, teknik ekip oldukça rahat, başkanımız bu maçı bırakıp Galatasaray maçını düşündüğünü söyleyince, oyuncular da aynı rehavete kapılmışlar belli ki. Daha önceleri golü yiyince şahlanan oyuncular, golü bu kadar erken yememize rağmen hala uyanmadılar uykudan. Oldukça rahat ve nispeten düşük bir tempoda tamamladık ilk yarıyı. O anda düşünmediğimiz bir gerçek yüzümüze tokat gibi vurdu ikinci yarıda. Panik başladı. Taraftarın da anlaşılmaz bir şekilde homurdanmaları ile birlikte, bize Ankaragücü maçını kazandıran özgüven de yitti, gitti. Ondan sonra her şey birbirine karıştı. 70. dakikadan sonra tüm stat, taraftar, oyuncu, hoca tüm unsurlarıyla beraber puan kaybını içselleştirdi. Son 20 dakika Denizlispor’a da, bize de angarya gibi geldi. Her oyuncu değişikliği protesto edildi. Homurtular, ıslıklar derken maç tamamlandı.
Sahada olur böyle şeyler. Bir dönem iyi, bir dönem çok iyi, bazen de çok kötü olabilirsiniz ama topyekun kaybetmemelisiniz. Sene başında bizler, yeni kurulan genç bir kadromuzun olduğunu ve zaman zaman böyle tökezlemeler yaşayacağımızı kabul ederek “şampiyonluk” talep ettik. Sonuçta yaşanan süreç bizi bu hedefe oldukça yaklaştırdı. Tam da hiç beklenmedik bu anda akla hayale gelmeyecek bir mağlubiyet iyimserlik tavanı yaşayan bizleri bu sefer tam tersine kötümserliğin dibine soktu. OLMAZ!
Sahada olaylar öyle gelişir ki, bazen müdahaleler yetersiz kalabilir ama saha dışında her şey siz nasıl isterseniz öyle olur. Kendimizi bırakmamalıyız. Sene başında bu takımın, bu yolculukta spin attığı, desteğe ihtiyacın en çok duyulduğu yerde bizi bulacaksınız dedik. İşte buradayız!
Biz desteğe devam edecek ve takımımızın da buna karşılığını Antalyaspor maçında bekleyeceğiz. Bu desteğe karşılık beklentimiz kesinlikle salt “3 puan” değildir. Bu 3 puanı sahada takımın çok çok istediğini görmektir. Onu almak için varını yoğunu ortaya koyup, bu hedefin peşine düşmelerini görmektir. Sahada yine her şey olabilir. Bu elimizde olamayabilir ama buna yakışır mücadele etmek elimizdedir, kadronun elindedir.
Maçtan tek tesellim daha maçın 70. dakikasında “Yenilsen de yensen de” tezahüratlarını duymamış olmaktır. Maçın 70. dakikasında bitmeyeceğini öğrendik en azından. İlla ki bu tezahürat yapılacaksa (ki hiç tercih etmem) maçtan sonra yapılmalıdır.
Sıcaktan cayır cayır yandığımız dönemde buz gibi bir soğuk duş aldık. Umuyorum ki, bu soğuk duş bizi kendimize getirir. Puanlar birbirine o kadar yakın ki, en ufak bir hamle ya da tökezlemede her şey olabilir. Şimdi alınacak bir Antalyaspor galibiyeti ileri doğru yapılmış çok büyük bir hamle olacaktır. Rakiplere de yeniden gözdağı verecektir.
Haydi, hayırlısı.
Tunga LİMAN
tliman@bordomavi.net
Etiketler: