Armand'ı Durdurunca
18.03.2018 Oğuz Zeytin Yazdı...
Kısa ve net: Kazanırsak ligde kalmayı büyük oranda
garantileyeceğimiz bir maça çıkacaktık Hayri Gür’de. Rakip, ligin dibine demir
atan ancak son iki haftayı kazanarak geçen Gaziantep Basketbol’du.
Gaziantep’in son dönemini analiz ettiğimizde oyun direnci düşük, alan
savunmasına hücum etmekte zorlanan, pick and roll savunmakta aksayan ve ribaunt
zaafı olan bir takımla karşılaşıyorduk.
Ligin ilk devresinde 24%’le yay gerisinden isabet bulan Sean Armand ikinci
devrede yüzdesini 50’nin üzerine çıkarmayı başarmıştı (Son iki maçta 11/18
atıyordu). Eski oyuncumuz Erol Can Çinko ise son üç maçtaki 11/17’lik
performansıyla Armand’a eşlik ediyordu. Biz ise rakiplerimizin 46% ile üç
sayılık (Maç başına 13) atmasına izin veriyorduk. Bütün bunları gölgede
bırakacak gelişme, Bordo-Mavili oyuncuların antrenman boykotu oldu. Haftanın üç
günü çalışılmadığı bilgisi “Yine mi” dedirtti. Bu anahtar verilerin ışığında
maça dair izlenimlerime geçebilirim.
Ozan Bulkaz, maçın hemen başında Armand’ı Eldridge ile
etkisiz kılmayı başardı. Karşılıklı dış şutlarla geçilen ilk periyotta Green’in
acele tercihlerinin aksine iyi hazırlanmış pozisyonları Balazic’le bitiren
Gaziantep ilk on dakikayı 29-28 önde kapattı.
Green ve
Heslip’in ritim bulamaması sonrası Gaziantep’in 4-0’lık serine karşı mola almak
zorunda kaldık. Moladan 7-0 ile dönen ekibimiz çeyreğin son 6,5 dakikasında
sadece bir basket bulabildi (Hızlı hücumda Harris’ten). Heslip’in devre boyunca
0/6 ile çember dövmesi ve potamızdaki 28 ribaundun 14’ünü rakibin alması
işlerin aksamasına neden oldu. Gaziantep’in ikinci şanslardan 17 sayı üretmesi
onlar adına büyük artı idi. Hemen burada şunu belirtmek isterim ki Gaziantep
ligin en az hücum ribaundu alan takımıydı bu maça kadar (Ortalama 7,4 – Bugün
20). Takımımızın pivotları Obekpa ve Bora yirmi dakikada hiç savunma ribaundu
alamadı. Devre biterken Ozan Hoca’nın Alper’i oyuna alırken neden Eldridge’i
kenara çağırdığını ise anlamadık. Savunmada en agresif dış savunmacıyı yanına
aldığında, kısaların hatasından boş üçlük yedik. Son top için alınan molanın
dönüşünde ciddi savunma baskısı olmamasına karşın bire bir sonrası uzun
üzerinden orta mesafe denemek ise Markovski dönemini hatırlattı. Böylesine kötü
giden devreyi 44-45, sadece bir sayı geride bitirmek olabilecek en iyi
senaryoydu.
Üçüncü çeyrekte ribauntlarda kurduğumuz üstünlük (13-8) ile birlikte hücumda
Vasiliauskas ve Green’in karar verici rolde iyi iş çıkarıp Obekpa’yı (13
sayısının 8’i bu periyotta) doğru yerde beslemeleri sayesinde öne geçtik.
Gaziantep’in, Trabzonspor’a göre hücumda daha hareketli olması ve topu iyi
çevirmesi sayesinde bulduğu boş şutlardaki isabet oranı düşük kalınca,
Trabzonspor hiç üç sayılık basket atamadığı çeyreği beş sayı farkla 66-61 önde
geçti. Sezon boyunca maç ortalaması 60 şut olan Gaziantep, Trabzonspor
karşısında sadece üç çeyrekte 65 şut kullandı. Haftalardır bu sorunun altını
çiziyoruz.
Yay gerisinden sezonun en kötü maçını (6/28) çıkaran oyuncularımız son periyoda
topu boyalı alana geçirerek başladı. Harris, Eldridge ve Bora ile 33. Dakikada
farkı ilk defa çift hanelere çıkardık (78-67).
Ancak günün suskun ismi Patrick Miller liderliğinde Gaziantep 12-2’lik bir geri
dönüşe imza attı. İkinci çeyrektekine benzer bir hücum tıkanmasını tekrar
yaşadık, 4,5 dakika boyunca sayı bulamadık Oyun içi bu düşüşlere çözüm üretmek,
rotasyon darlığında kolay değil. Alper’in tek pozisyon için oyuna girmesini
saymazsak sadece yedi kişiyle oynamak bu seviyelerde çok zor. İşte böyle
zamanlarda koçun ekstra dokunuşlarına ihtiyacınız oluyor. Ne mi demek
istiyorum? Transition (ki onu da çoğu zaman saçma tercihlerle heba ediyoruz) ve
bire birler dışında olgun hücum sayımız çok az. Savunmada da gayretliyiz
diyoruz, buna rağmen yenen skor ve ondan daha önemlisi rakibe verilen pozisyon
sayısı çok yüksek. Mesela rakibin boş şut bulmasının önüne geçmek için daha
önceki maçlarda deneyip başarılı olduğumuz alan savunmasını bekledim Ozan
Hoca’dan. O da gelmeyince Green gibi tecrübeli ve yetenekli bir liderin
sorumluluk alması, Harris ve Obekpa’nın ekstra gayret göstermesiyle maç
genelinde iyi oynamadığımız kritik bir virajı galibiyetle geçtik: 91-86. Sean
Armand’ın 1/15’te kalmasını da not edelim.
İyi oynamadığımızı haftalardır belirtiyorum. Buna karşın parkede, mücadele eden
ve enerjisini yansıtan inanmış bir grubun kazandığını gözlemliyorduk. Doğrusunu
söylemek gerekirse, -hafta içi yaşanan sorunların bir yansıması olsa gerek-
bugün o enerjiden de yoksunduk. Her şeye rağmen, yazımın başında belirttiğim
gibi ligde kalmayı büyük ölçüde garantiledik. Tebrikler…
Etiketler: Basketbol, Köşe Yazısı, Oğuz Zeytin