Pek sevgili ve saygıdeğer TFF-MHK Başkan ve yöneticileri...

Uzun uzadıya yazıp, sınırlı düzyde sahip olduğunuz akıl ve vicdanınızı yormak niyetinde değiliz amma ve lâkin diyeceklerimiz var. İyi okuyun!

Adaletten uzak oluşunuza aşinayız. Malum, 3 Temmuz 2011 tarihinden bu yana değiştirmediğiniz kural, kurul, talimat girmediğiniz şekil, almadığınız emir kalmadı. İsimler değişti, yamuk duruşunuzdan milim ödün vermediniz. Bunların bir kısmını zaten biliyorduk, aşina idik. Kocaman bir tebrik de bizden size...

Tabi bu süreçte bilmeyip yeni öğrendiklerimiz de oldu. Meğer doyumsuzmuşsunuz... Hakkını yiye yiye doymadınız, yemekle de bitiremediniz Trabzonspor'u, Türk futbolunu. Ne acıdır ki artık bunu yaparken çekinmiyorsunuz da... Anlatsak buradan köye yol olur, biz kısa tutacağız.

Sezon başından bu yana, bir numaralı maşalarınız hakemleri, misyonlarını gizlemeksizin icra etmeleri konusunda serbest mi bıraktınız bilmiyoruz fakat onların ne utanmaları, ne sıkılmaları, ne de saklayacak bir şeyleri var. Konu Trabzonspor olunca, adalet kantarlarının topuzu hep rakipten yana ağır basan bu kör vicdanlı ehil organizmalar, görevlerini layıkıyla yürütmekte. 

Sizlere ve maşalarınıza sözümüz yok. Siz de "emir" kulusunuz, "görevinizi" yapıyorsunuz sonuçta... 

Diyeceğimiz odur ki sizden -doğal olarak- adalet, vicdan, dik duruş gibi beklentilerimiz yok. Öyle bir şey de talep etmiyoruz zira... Şimdi sizin adına "oyun" dediğiniz bu düzen gerçekten oyunsa, yaptıklarınızı "görüyor ve artırıyoruz" ! 

Bundan böyle kural sizin, âsâ bizim. Aklınızı başınıza devşirin! 

***

Ve Trabzonspor Yönetim Kurulu... Israrla susarak, kimsenin aklına dahi gelemeyecek inanılmaz planların hayata geçirilmesinin hazırlığında olmalısınız. Konuştuğunuzda ise ne yazık ki "sadece" beylik cümleler ve karşılığı cezalar ile muhatap oluyoruz. Bir kulübün göz göre göre hakları yenirken, savunma yönteminiz bu ise vay halimize!

En azından bunu yapmak için icazet almaya ihtiyacınız olmadığını düşünüyoruz. Trabzonspor olmanın gereklerini yerine getirmek aslî görevinizdir. Yaşananların bir tiyatro olmadığına bizi inandırmak mecburiyetindesiniz. Bu da sadece gerçek yöntemlerle hak arayarak mümkündür. 

İşgâl ettiğiniz koltuk ve ünvanlar sahipsiz değil... Unutmayın!