Şikede "Sözde" Kumpas Davasının İç Yüzü!
25.02.2017 Silivri'de Duruşmada "Gerçekten" Neler Yaşandı? BMN ÖZEL HABER...
Başta fenerbahçe olmak üzere Türk futbolunda çok sayıda takımın yaptığı şikeleri ortaya koyan operasyonun ardından bilindiği üzere İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi çok sayıda maçta şike olduğunu tespit etmiş ve karara bağlamıştı. Bu karar Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından da onandığı için kesinleşmişti. 
Hatırlanacağı üzere bu olaydan sonra kanunda yapılan bir değişiklik ile bazı suçlar nedeniyle dinleme yapılamayacağı hususu düzenlenmiş olduğundan şike cephesi "yeniden yargılama" talebinde bulunmuştu.
Yeniden yargılama talebini kabul eden mahkeme, kanun değişikliği nedeniyle sanıkların lehine yeni hükmün uygulanması için yeniden yargılama yapılması gerektiğine hükmetse de ŞİKE SANIKLARININ KENDİLERİNE KUMPAS KURULDUĞU YÖNÜNDEKİ İDDİALARINI OYBİRLİĞİ İLE REDDETMİŞTİ.
Bu davaya sebep olan soruşturmanın FETÖ - PDY mensuplarınca hukuka aykırı biçimde açıldığı iddiası ile düzenlenen iddianame sonucunda açılan yeni dava İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. 
Teknik konudan uzaklaşarak basitçe özetlemek gerekirse, bu davada mahkemenin araştırdığı husus, 3 Temmuz'da yapılan operasyonun başlangıcının kanuna uygun olup olmadığıydı.
Ancak o dosyadaki tapelerle onlarca maçta şike yaptığı, onlarca merci tarafından tescillenen şike cephesi, yeni açılan bu davada FETÖ - PDY üyelerinin yargılanmasından ziyade, kendileri hakkında o soruşturmada tespit edilen VE İÇERİĞİNE 16. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NDE ASLA İTİRAZ ETMEDİKLERİ TAPELERİN DEĞERİNİ ZEDELEMEYİ AMAÇLAMIŞ GÖZÜKÜYOR.
Şöyle ki BMN Haber olarak bu yeni davada gerek bazı sanık gerekse bazı mağdur avukatlarından ve ilk ağızdan aldığımız bilgiler ile bazı basın mensuplarının(!) paylaştığı bilgiler arasında ciddi farklar mevcut.
Gerek camiamızın gerekse Türk futbol kamuoyunun aydınlanması için edindiğimiz bilgilerden bazılarını madde madde paylaşmayı görev biliyoruz.
1- 12numara adlı taraftar sitesi görünümlü ancak kim tarafından yönetildiği belli olan platform attığı tweette "Nihayet Trabzon kanadından Silivri'de bir adım atıldı. Dün başlayan davada mağdur olan Recep Denizer'in avukatlığını Nusret Yılmaz yapacak. Bugün Silivri'ye devam eden kumpas davasına katılarak, kumpas yapıldığını kabul eden Recep Denizer ve Nusret Yılmaz'ı tebrik ediyoruz." beyanında bulundu
Ancak olayın gerçeği şuydu. Recep Denizer savcılık tarafından "kendiliğinden" dosyaya mağdur sıfatıyla eklenmişti ve avukatı Nusret Yılmaz duruşmada yaptığı açıklamada  
Bazı internet sitelerinde, bir kısmı da duruşma salonunda bulunan basın mensupları(!) tarafından, söylemediğimiz sözlerin söylenmiş gibi haber yapıldığını gördük. Bu hususu da kınadığımızı belirtmek isteriz." diyerek kamuoyunu bilgilendirmiştir.
2- Hürriyet adlı tarafı belli gazete ve Ahmet Ercanlar adlı acar muhabiri kamuoyuna "Şike davasında gerginlik!" başlıklı bir haber servis etmişler ve içeriğinde Mehmet Baransu ile Trabzonspor'un eski vekili ve şu an Recep Denizer vekili olarak görev yapan avukat Nusret Yılmaz arasında gerginlik yaşandığını ileri sürmüşlerdir.
Olayın doğrusu ise şu şekildedir: Sanık Mehmet Baransu mahkemeye "Bu davanın kumpas olabilmesi için, planlanan olayın öngörülebilir ve mantıklı olması gerekir. Ben sizin üç-dört ay sonra ne konuşacağınızı nereden bilebilirim. Şike yapılacağı da operasyonun başladığı tarihte bilinemezdi. Ayrıca madem kumpas kuruldu ve fenerbahçe Avrupa'ya gidemedi diyorsunuz, bu kararı veren Mehmet Ali Aydınlar neden sanık olarak burada değil? Michel Platini neden sanık değil? Ayrıca Şike davasında müşteki olan Trabzonspor'un vekili sayın Nusret Yılmaz'ın burada şikecilerle birlikte müşteki olmasını kabul edemiyorum." şeklinde özetlenebilecek bir açıklama yapmıştır. Nusret Yılmaz bu açıklamaya KESİNLİKLE BİR CEVAP VERMEMİŞTİR. Çünkü Mehmet Baransu, Recep Denizer vekili olarak gelen Nusret Yılmaz'ın müşteki değil mağdur vekili olduğunun farkında değildir. Ancak Baransu'nun "şikeciler" lafı sonrası salonda sesler yükselmiştir ve bu sırada Mehmet Baransu Mecnun Odyakmaz'ın kendine küfür ettiğini iddia etmiş, ek olarak "burada sanık olmak, orada müşteki olup şikecilerle yan yana oturmaktan iyidir." şeklinde bir söz söylemiştir. Bunun üzerine mahkeme başkanı kendisini uyarmış, Baransu da kendisinin değil kendisine laf atıp hakaret edenlerin uyarılmasını istemiştir. Mahkeme başkanının "sus" telkinlerine rağmen ısrarla konuşan Baransu salondan çıkarılmıştır. YANİ BARANSU NUSRET YILMAZ İLE ASLA İKİLİ DİYALOG KURAMADIĞI GİBİ NUSRET YILMAZ İLE TARTIŞTIĞI İÇİN DEĞİL, MAHKEME BAŞKANI'NIN UYARILARINA KULAK ASMADIĞI İÇİN SALON DIŞINA ÇIKARILMIŞTIR. Yani olay yine taraflı ve yalan biçimde kamuoyuna lanse edilmiştir.
3- Duruşma boyunca fb tarafı vekilleri sadece tapelerin içeriğinin değiştirildiğini, sahte olduklarını ve kurgu olduklarını söyletmeye çalışmışlardır. Ancak dinlenen bütün sanıklar bunun teknik olarak mümkün olmadığını detaylı biçimde izah etmişlerdir. Bu konunun ısrarla gündeme getirilmesi, gerek mahkeme hakimi gerek ise Av. Nusret Yılmaz tarafından çok net biçimde cevaplanmıştır. Mahkeme başkanı konuya ilişkin olarak özetle, fenerbahçeli vekillerin bu iddialarının bu davanın konusu olmadığını, ayrıca o tapelerin ele alındığı soruşturma sonrasında açılan davanın kesinleştiğini ve Yargıtay denetiminden geçtiğini belirtmiştir. Av. Nusret Yılmaz ise beyanında
"Mahkemeniz ısrarla 16. Ağır ceza mahkemesindeki tape ve delilleri tartışmayacağını belirtmiştir. Ve hatta ne bu mahkemenin ne de Yargıtay 5. Ceza dairesinin temyiz mercii olmadığını söylemiştir. Şike yapıldığı UEFA, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi   kararları ile sabittir. CAS, Türk adli yargı kararlarının kendi kararına etki etmeyeceğini dile getirmiştir. Bu mahkemenin konusu, sanıklar hakkında hukuk dışı gayelerle soruşturma yapılıp yapılmadığıdır." demiştir.
Ayrıca fenerbahçeli vekillerin bu konuda onlarca soru yönelttiği bir sanık, vekillere karşı bir soru yöneltmiştir ve "Diğer davada tapelerin değiştirildiğini neden iddia etmediniz o zaman?" diyerek çok basit bir konuyu gündeme getirmiştir. Cevap gelmediğini gören mahkeme başkanı da "Diğer davada zaten öyle bir iddia yok ama olsa bile zaten biz kesinleşen o davanın delillerinin geçerliliğini asla tartışmıyoruz" demiştir. Diğer bir sanık da "bu avukatlar gördüğüm kadarıyla dikkatli avukatlar, madem bizim dinlemelerimizde ve tapelerimizde hukuka aykırılık vardı neden 6 yıl boyunca itiraz etmediniz? 2014 ve 2016 yılına kadar tek bir şikayetiniz neden yok?" sorusunu yöneltmiştir ancak cevap alamamıştır. Yine bir diğer sanık ise iddialara cevap olarak "ses kayıtları getirilsin hep birlikte dinleyelim, tek kelime eksik-fazla-yanlış varsa sonuçlarına katlanmaya razıyım" açıklamasını yapmıştır.
Aynı sorulara maruz kalan başka bir sanık "bu davayı tercüme ettirip Çin Futbol Federasyonu'na gönderin, sonucu görürsünüz. Yirmi yıl sonra da bu konuları konuşsak aynı şeyleri söylerim. Ben bazıları gibi üç maymun değilim, polisim." açıklamasını yapmıştır. Burada bahsettiği maymunların kim olduğunun takdirini Türk futbol kamuoyuna bırakıyoruz.
Özetle, her olayda olduğu gibi, parası olan, basında güçlü olan taraf ya kendi talebi ile ya da basının(!) işgüzarlığı nedeniyle algı yönetimi yapmakta ve kamuoyunu yanıltmaktadır. BordoMavi.Net olarak bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da Trabzonspor'un aleyhine yürütülen bütün algı operasyonlarına gücümüz yettiğince cevap vereceğiz ve Türk halkının şike konusunda kandırılmasının önüne geçeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
İki renk ve asalet! BordoMavi.Net
Etiketler: