Yönetilmek ve İdare Edilmek!
23.09.2017 Forum Yöneticilerimizden M.Berke Gayretli kaleme aldı...
Yönetilmek ve İdare Edilmek! 
Felaket. Dünkü maçtan sonra dudaklarımızdan dökülen ve içimizden geçen her şeyin özeti bu: Felaket.
Trabzonspor 3-0 önde götürdüğü maçı, inanılmaz bir şekilde, tarihinde denk gelinmemiş bir şekilde 3-4 kaybetti ve felaket hanesine bir yenisini ekledi. Ersun Yanal’ın “rezillik” derecesine varacak değişiklikleri, ağızları açık bıraktı. 
  Bir menajer, geldiği kulüpte tam yetkilidir. Ersun Yanal da dolayısıyla Trabzonsporun tam yetkili “tek” çalışanıdır. Başkandan bile geniş yetkileri vardır takım üzerinde. Başarıda da başarısızlıkta da bir açıklama bekleriz. Kimden ? Tabii ki tam yetkili Ersun Yanal’dan. 
  Artık Ersun Yanal’ın anlamsız ve takıma hiçbir katkı vermeyen değişikliklerine alıştık. Orta sahanın düştüğünü, rakibin sadece 2 kişiyle geldiği ataklarda bile kalenin ağzına kadar girdiğini göremeyecek bir göz yoktur eminim. 4 aydır ayağına top değmemiş Volkan Şen’in yerine rahatlıkla Onazi’yi alıp, savunmada da formsuz olan Durica’yı kenara alıp Hubocan’a şans verilebilirdi. 
  Bu durumda, 3-1 olan maçı yine 4-1 veya 5-1’e götürüp farklı kazanmamız söz konusu olabilirdi. Ersun Yanal ise bunlardan çok çok uzakta bir yol izleyerek, rezalet silsilesini müthiş katkılarıyla başlatmış oldu. 
  Taraftar adlı olgu, o statta teknik direktöründen çaycısına kadar görev alan herkesin görevini alma, para kazanma sebebidir. Futbolun temaşa bir spor olmasından dolayı arkasında seyirci desteği olmadığı zaman oynanmasının, bir bütçe ayrılmasının da anlamı yoktur. 
  3-0’dan 3-4 maç vermiş bir teknik direktör de taraftarına “hesap” vermeye mahkumdur. Evet, açıklama yapmak değil. “Hesap” vermek zorundadır. 
  İşte tam sorumlu kişi, hesap vermesi gereken kişi, Trabzonsporun teknik direktörlüğünü üstlenmiş kişi maçtan sonra diyor ki “Seyircilerimizin bize gösterdiği tepkiyi burada değerledirmek ve konuşmak doğru değil. Önemli olan bizim takım içinde yapacağımız değerlendirme.” 
  Sevgili Trabzonsporlular, biz takımımızın teknik direktörünün umrunda bile değiliz. Büyük bir ihtimalle kendisini de bize gönderilmiş bir lütuf, bir şükretme sebebi olarak görüyordur. 
  55 yaşında, mental olarak futboldan kopmuş bir teknik direktörün, böyle bir kadroyu derbeder etmesine kimse müsaade etmemelidir. 
  İşte burada asıl eleştirim yönetimedir! 
  Bir kulübü yönetmek, koşulsuz ve şartsız göreve getirilen teknik direktörün arkasında olmak değildir. Doğru ve etkili yöneticilik, kulübün hayrına olan kararları hızlı ve kesin biçimde alabilmekten geçer. Sessiz kalmak, tabir-i caizse “ölü taklidi yapmak” kimsenin, özellikle de yönetimlerin çıkarına değildir. 
  Bunun adı da yönetilmek değil, idare edilmektir. 
  Taraftar olarak en azından bir kişiden bu rezaletin hesabının verilmesini diliyor, bekliyoruz. 
  Yönetilmeyen, sadece ve sadece idare edilen Trabzospora dair bir diğer rezilliği de maçtan sonra sosyal medyaya düşen görüntülerle yaşadık! 
  Statta 40 kadar kişi, Trabzonsporla hiçbir şekilde alakası olmayan bir insan için destek tişörtleri giyiyor. 
R-E-Z-A-L-E-T! 
  Trabzonsporu yönetmek mi istiyorsunuz ? Bunu yapanların kimliğini teker teker tespit edip, hatta onları ifşa edip Trabzonsporla ilgili her organizasyona ömür boyu giriş yasağı koyacaksınız. 
Trabzonspor kimsenin koltuk değneği veya kimsenin destek kapısı değildir.
Trabzonspor tribünlerinde sadece ve sadece Trabzonspor menfaatine olan işler gerçekleştirilebilir. 
Trabzonspor yönetimi tüm bunlarla ilgili neden suspus olmuştur, neden “görmedim,duymadım,bilmiyorum”u oynamaktadır vallahi ben anlam veremiyorum! 
  Trabzonsporun 50. yılında bu rezillikleri yaşamak zorunda değiliz. Kimsenin buna hakkı yok “maalesef.” O yüzden, eğer “1” adet mağlubiyet sürecini bile yönetemeyecek seviyedeyseniz, rica ediyorum görevinizi bırakın. Hep birlikte, destek olduğunuz hocanızla birlikte görevinizden istifa edin. 
  Trabzonsporu ya yönetin ya da bu diyarı terk edin. İDARE ETMEYİN! 
M.Berke Gayretli
Etiketler: