Son Topa Kadar - 2
19.02.2018 Oğuz Zeytin Yazdı...
Beşiktaş Sompo Japan maçından sonraki yazımın başlığı “Son
Topa Kadar”dı. Şimdi serinin ikinci yazısıyla karşınızdayım. Çünkü İBB
karşısındaki galibiyeti bundan farklı sözcüklerle açıklayamazdım.
Rakibimiz İBB, evinde oynadığı dokuz lig maçının yedisini kazanmıştı. Bizse
deplasmanda sadece ligin dibindeki Gaziantep’i yenebilmiştik. Bu veriden yola
çıkarak karşılaşmanın televizyon yayınındaki yorumcusu Hüsnü Çakırgil ev sahibi
ekibi favori görmüştü. Önceki hafta Sakarya BB karşısında 24 sayı üreten
Heslip’in, sebebini maçtan sonra öğrendiğimiz eksikliği de umutları azaltmıştı.
Aslında eksikken üzülmemize gerek var mı: Obekpa’nın bir dakikada atıldığı
maçta Gaziantep’i, Green’in kadroda yer almadığı gün ise Sakarya’yı yenmiştik.
Mücadeleye savunma kaynaklı hızlı hücum sayılarıyla
başladık. Ligin en az top çalan takımlarından biriyiz. Eldridge’in daha ilk
çeyrekten üç top çalmayla başlaması ve bunlardan skor üretmemiz artı hanemize
yazılabilir. Bora’nın yerine oyuna giren Obekpa’nın kısa sürede ucuz iki faul
alması can sıkıcıydı. Birinci çeyrek adına en ilginç istatistik, on dakikada
sadece bir ribaunt alabilmemiz olsa gerek!
İkinci çeyrekte organize olmakta zorlandık. On beşinci dakikaya kadar iyi savunduğumuz
Toolson’ın üçlüğüyle fark çift hanelere çıktı: 42-31. Devrede soyunma odasına
girerken İBB 70% gibi inanılmaz bir saha içi isabetiyle oynayıp on üçlük basket
bulmuşken bizi oyunda tutan faul çizgisinden ürettiğimiz 12 sayıydı.
Üçüncü periyodun başında topu paylaşmakta sorun yaşadık. Daha doğrusu akıcı
hücum edemedik. Daha çok bireysel çabalarla sayı aradık. Alper’in kenardan
getirdiği enerjiyle (Önce kendi üçlüğü ve sonrasında birbirinin kopyası iki
asist) farkı erittik. İBB’nin hücum temposunu, Eldridge’in savunma gayreti ve
Green’in Bircevic’e ilk yarıda yapmadığı yakın savunmayla düşürdük. Çeyreğin
sonunda Vasiliauskas’ın yay gerisinden bulduğu (Ancak neden iki sayı
verildiğini çözemediğimiz) basketle öne geçtik: 76-77.
Son çeyreğe tabir-i caizse “fırtına” gibi başladık. Bir dakika içinde rakibin
çember görmesine izin vermeden Ertuğrul Erdoğan’ın öğrencilerini üç top kaybına
zorlayıp 7-0’lık seri ile mola aldırdık. Dar rotasyona rağmen soğukkanlı kalıp Eldridge’in
sıcak elini bulduk. Arka arkaya Büyükçekmece’den 107, Nizhny Novgorod’dan 110
yiyen İBB’ye, çift haneli farktan geri dönüp 100 atarak deplasmandan önemli bir
galibiyet çıkardık.
Şimdi
mühim olan lige verilen uzun arayı iyi değerlendirmek. Gaziantep Kevin Murphy,
Muratbey Uşak CJ Watson ve Büyükçekmece Antwayne Robinson hamleleriyle lige
tutunmak adına çalışmalarını sürdürüyor. Muhtemelen Yeşilgiresun’dan da bir
atak gelecektir. Oyuncu eklemesi yapamasak bile ödeme sorununu çözüp takım
halinde iyi çalışarak potansiyelimizi açığa çıkarabiliriz. Hep söylediğim gibi
Gaziantep, Karşıyaka, Yeşilgiresun ve Muratbey Uşak’la evimizde oynama
avantajını iyi kullanmamız lazım.
MAÇIN İSTATİSTİĞİ: Takımımız İBB karşısında 29/36 faul attı. Bu 29 isabet,
2010’dan beri yer aldığımız ligde faul çizgisinden bulduğumuz en yüksek sayı.
Daha önce 2015/16 sezonunda mücadele ettiğimiz ULEB Eurocup’ta oynadığımız
Banvit maçında ise 30/35 faul atmıştık.
HAKEM HATALARI: Önce Akatlar’da bariz hakem hatalarına maruz kaldık. Ardından
evimizde süre dolmuşken atılan şut için geçerli kararı verildi. Şimdi ise
Buva’da çıkan topun İBB’ye verilmesi, Eldridge’in elden temiz çaldığı topa atış
halinde faul kararı çıkması, Obekpa’nın iki ucuz faulle maçın başında faul
sorununa girmesi, her iki çemberde standartsız düdükler… Felaket! Trabzonspor
Yönetimi bunlara ne zaman ses çıkaracak? 
Etiketler: Basketbol, Köşe Yazısı, Oğuz Zeytin